~60~

101K 7.9K 1.2K
                                    

Gözlerinde gördüklerim ile nefesim kesildi. Kanım dondu. Hareketsizce kalakaldım.

Aklıma Adonis'in ve Anabet'in anlattıkları gelmişti. Tanrılar ve onların küçük oyunları...

Zeus'un oyunları ...

~·~·~

Yazar anlatımı

Amari nefesi nefesine değen ,elleri bedeninde gezinen kişinin Kratos olamadığını anlamıştı. İçinde öfke tohumları filizlendi. Bedeni kasıldı. Elleri yumruk formunu aldı. Sakin kalmaya çalışırken aldığı her nefeste zihni berraklaştı.

Amari, Zeus'un farklı bir kimliğe bürünebileceğinin hikayesini Adonis'den dinlemişti. Zeus'un sapkınlıklarını, Herkül'ü ve muhtemelen onun gibi doğan yüzlerce çocuğun hikayesini...

Tanrılar farklı kimliklere bürünebiliyor ve insanlarla oyun oynayabiliyordu. Bu geceki oyuncak Amari'ydi.

Amari baştan beri Kratos olduğuna inanmak istiyordu. Rüya olmasın istiyordu. Ama bu kesinlikle kabus olmalıydı.

Yorulmuştu artık engellerden ve bitmek tükenmek bilmeyen oyunlardan. Normal bir insan olmayı , sevdiği adamla ve çocuğuyla mutlu olmayı dilerdi. Ama gerçek olan bir şey vardı. Amari hiç bir zaman normal olmamıştı.

Bedeninde hüküm sürmeye çalışan kişiyi ve dokunuşlarını tenimden kazımak istedi o an. Öfkesinin kanında aktığını hissediyordu. Kalbinden damarlarına dağılan kan değil adeta öfkeydi. Sinirden bedeni titredi. Zeus bunu fark etmişti ve gözlerini karşısındaki güzelliklerden zar zor ayırıp gözlerine çevirdi. "Amari..."dedi ve kelimeler boğazına takıldı.

Amari bacaklarını Kratos görünümündeki Zeus'un beline doladı ve üzerine çıktı. Bir eli boğazını kavramış sıkarken diğer eli havaya kalkmış ve yüzüne inmeye hazır bir ateş topuna dönüşmüştü.

"Kes artık."diye tısladı Amari. "Benimle oynamaya daha ne kadar devam edeceksin?" sesi gök gürültüsü gibi ulu çıkmıştı. O an, önce güneş gök yüzünü aydınlattı. Çok ani olmuştu bu olay. Sonraysa hava tekrar kapandı. Güneşin önünü yağmur bulutları örtmüştü. Amari'nin içindeki kasvet kadar kara bulutlardan şimşekler çakıyordu. Gök yüzü ışık oyunlarıyla aydınlanıp kapanıyor ve adeta inliyordu.

Zeus şaşırmıştı. Amari'nin mavi bir ışıkla parlayan gözlerine baktı ve yutkunmaya çalıştı. Boğazında çok fazla baskı vardı ve hemen yüzüne inmeye hazır halde bekleyen ateşe gözü kayıyordu. Amari'nin neden böyle davrandığınıysa anlayamamıştı. Yağmur... şimşekler? Tam da korktuğu güçler gözünün önündeydi. Kontrol edilmeliydi!

Zeus, Amari'yi esir tuttuğu bu yerde hiç yanına gelmemişti. Amari'nin doğum yapmasını beklemişti. Ama bu sürede boş durmamış ve Amari'nin rüyalarını kabusa çevirmişti. Hayalleriyle oynamış ve sinirlerini harap etmişti. Şimdi Amari'nin istediği kıvama geldiğine inanıyordu. Sevgilisine hasret güzel ve zayıf bir kadın, kesinlikle yanılıyordu.

Kratos'un kılığına girdiği zaman Amari'yi kandıracaktı ve belki de sonsuza kadar onunla eğlenecekti. Hera, Poseidon ya da herhangi bir tanrı , bu Zeus'un umurunda değildi. Çünkü kaderin işleyebileceği iki şekli de görmüştü. En kötü sonla karşılaşmamak için elinden geleni yapacaktı. Amari kilitti. Uğrunda savaşmaya değer bir hazine. Sınırsız güce sahipti ve yanlış ellere geçmemesi en doğru olandı. Hele ki Hades'inkilere...

Zeus temkinli bir şekilde elini boğazını tutan elin üzerine getirdi ve "Neler oluyor ?"diye sordu. Sesi çatallaşmış ve çok kısık çıkmıştı. Hala Kratos gibi davranıyordu. Ah! Amari bilmese ve gözlerini görmese neredeyse tekrar kanacaktı Zeus'un oyununa. Neyse ki Zeus'un özüne dönen mavi gözleri buna imkan tanımıyordu.

Kaçak Prenses -Ateş-Where stories live. Discover now