4.Bölüm

217 46 12
                                    


4.Bölüm

Ecel'in Bakış Açısından

Dipsiz karanlıkta, derin uykumu solurken ansızın beni kuyumdan söküp alan gürültüyle gözlerimi sonunda dek açtım. Hiçbir şeyi henüz göremiyordum bile, ne olmuştu? Rick neredeydi? Tüm soru karmaşama rağmen üzerime çullanan gölgenin bana yaklaşmasına izin vermeyerek yastığımın altında sıkıca kavradığım silahı ateşledim. Bir inleme duyarken, karanlık otel odasında bir nebze görebilmek için uzanıp gece lambasını yaktım.

"Rick!"

Fırlarken, yaralı omzuna dikkat ederek koluna girip onu yatağa oturturdum.
"Özür dilerim –"

"Özür dileme bir dahakine göğsüne hedef al yeter."

Lacivert tişörtünde kurşunun açtığı deliği parmaklarıyla genişletip, yırtığa elini geçirdiğinde, omuzdan aşağı kumaşı koparıp önemsizce kanlı elini sildi.

"Senin olduğunu bilmiyordum."

Rick anlamsızca gözlerime baktı.
"Tabi ki bilmiyordun. Eğer bilseydin, bu kez alınırdım."

Ciddiye bile almadığını fark etmenin verdiği rahatlıkla bir soluğu peyda verdim. Kurşunu bulup parmaklarıyla çıkarırken, omzunu gerdiğinde bir çıtırdı odayı doldurmuştu. Dişini sıktığında anlık acı yüzünü kaplıyordu.

"Yine de, " dedi kurşunu gözümün önünde sallarken ona değil kan içindeki mermiye bakıyordum. "beni vurmayı alışkanlık haline getirme."

"Bana bara gidip eşyalarımı alacağını söylemiştin, erken döneceğini tahmin etmedim. Çok hızlı ve sessiz girdin."

"Ben, vampirim. Çok hızlı ve sessizdir."

Ayağa kalkıp üzerinde tişörtünden arta kalanları sıyırıp atarken, çekmeceye uzanıp giymesi için ona bir gömlek vermiştim. Duraksayıp, elime baktığı kısa bir süre sonunda omuzlarımı silktim.

"Oduncu gömleğin sende duruşunu seviyorum."

Gömleğinin son üç düğmesini ivediklikle iliklemişti yalnızca. Bedeninin tekrar yanıma bırakırken, kendisiyle beraber getirdiği siyah küçük bavulu önümüze sürükledi. İçerisinden çıkardığı, Walter marka silahımı elime bırakıyorken kucağımda duran Andy'nin silahını beline yerleştirdi.

"Ben de bunun sende duruşunu seviyorum."

Dörtyüzsekizliğimi avuçlarımda çevirirken, dudaklarımı yaladım. Bana siyah bir pantolon çıkarırken bavuldan dökülecekleri bekliyordum. Oysa Rick fermuarı çekip ayaklanmıştı. Anlamaz gözlerle onu süzerken, elimi tutup beni de ayağı kaldırdı.

Mavilikleri önce gözlerimde sonra yüzümde daha sonra yere basan yalın ayaklarımda dolaştı. Üzerimde yalnızca onun banyodan sonra giydirdiği ince uzun kollu bluzu varken, öksürerek gözlerimi kaçırdım.
Bana aldırmadı.

"Yürüyebilecek durumdasın."

"Evet." Dedim başımı sallarken sıkılarak ayağımdaki yükü bir diğerine verdim.

"Güzel, gidebiliriz o halde."

Beni öylece dışarı çekerken kapının solundaki koltukta duran ceketini elime tutuşturmuş, bir eliyle elimi tutarken diğer elinin iki parmağıyla bavulu alıp omzundan arkaya atmıştı.

Bileğimi süratle çekip kaşlarımı çattım. Bu acelesi nedendi böyle?

"Rick neler oluyor?"

"Neler oluyor?" Bavulu bırakıp bir adım üzerime geldi.
"Sana neler olduğunu söyleyeyim." Tekrar elime uzanırken "yalnızca buradan gitmemiz gerekiyor." Demişti.

Auxılıum Serisi III; CellatDonde viven las historias. Descúbrelo ahora