"Wedding Dress"

1.1K 78 6
                                    

Önümdeki tabağa ağır hareketlerle birkaç yiyecek doldurdum. Bu gün kilo almamam gerekiyordu, gelinliğimi seçecektim.

"Ben de gelmek istiyorum." diye mırıldandı Anne Cox. Onunla kendi evliliğimin alışverişine gitmek biraz tuhaf olacaktı. Eski günlerde, hayalimde hep annem ve babam, karşıda alkışlayarak oturup gülerdi. Sonra beni sevdikleri hakkında konuşmalar yapardı. Eskiden olsa Anne Cox'u bile tanımazdım. Şimdi ise o, kocamın annesi olacak. Beni evlendiren de o olacak. Üstelik kendi oğlu ile...

İnsan biraz oturup bakınca her şeyin ne kadar da garip, hayatın ne kadar da garip olduğunu anlıyor.

"Amber, iyi misin?"

Anne Cox, bana endişeli bakışlarını gönderirken burnumu çektim.

"İyiyim," dedim, iç çekerek. Oysa belki de bu bir yalandı. Ne düşündüğümü bilsem de bunun bana ne hissettirdiğini bilmiyordum. Nasıl hissetmek gerekirdi?

Heyecanlı, mutlu, korkmuş, üzgün, duygulu, sakin, garip...

Bunlardan hangisi bana en çok uyardı?

"Gelmemi istemiyor musun? İstemezsen gelmem," dedi. Sesinde sitem veya başka bir şey yoktu. Sadece beni düşünüyordu.

Klasik Anne Cox işte.

"Hayır, istiyorum. Biraz duygulandm o kadar." dediğimde kafasını sallayarak yemeğini yemeye devam etti.

Ceylin yerine Anne Cox gelebilirdi.

"Ben doydum."

Tabağımı elime almadan masada ittim. Canım hiç bir şey istemiyordu. Masayı toplamak da istemiyordu.

"Bir şey yemedin, bu nasıl doymak?" dedi bu sefer Harry.

Doğruydu. Sofraya oturduğum zamandan beri sadece iki tane peynir, bir dilim ekmek yemiştim.

"Canim istemiyor, ben hazırlanıyorum. Birazdan çıkarız."

Daha fazla açıklama yapma gereği duymadan, mutfaktan ayrılmak için adımlarımı harekete geçirdim.

Evliliği çok basit bilirdim. İnsanlar da öyle bilir.

Evlilik basit bir şey değil.

Hem de hiç değil.

Bazı kişiler için ise hiç hiç değil.

Onlar için sabah öperek uyandıran bir eş yok. Kimileri için güzel, zengin bir düğün, bir villa, güzel dekorlar yok.

Kimi için evliliklerini taçlandıracak bir bebek yok.

Göz yaşlarımı her zamanki klasik bir hareketle sildim.

Ben, Harry'ye asla kendi kanından bir bebek veremeyecektim. O her ne kadar bunu önemsemediğini söylese de, etrafındaki bebeklere bakacaktı. İç çekip kendi bebeğinin olmasını isteyecekti. Kim istezmedi ki?

Belki de bunun için zamanla beni istemeyecekti.

Sonra belki boşanırdık?

Korkuyorum.

İlk defa, hayatımda böyle korkmuştum.

İnsanlar korkunca kalbinin kırıldığını hisseder miydi?

Peki, neden benim kalbim korktuğum için parçalara ayrılıyordu?

Söylediğim şeyler yanlış değildi. İsteyecekti, bir bebek isteyecekti. Ben ise ona sadece hayal kırıklığı olacaktım.

My Bad Cousin (MPC2) |Harry Styles Fanfic| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin