➿Bölüm 15➿

9.8K 589 280
                                    

Medya Buket
Markoz'un sevgilisi
İyi Okumalar❌

Yosun yere düştüğü anda Mert beni sertçe ittirip ona doğru gitmişti, odada bir kahkaha sesi duymamla donup kalırken, bu sesin Yosun'a ait olması beni daha da korkutuyordu.

Yerden kalkmış elini yüzünü dengesizce siliyordu, yüzündeki sevinç hepimizi şaşırtmıştı.

"Başardım."

Sevinç nidaları odayı dolduruyordu, Yosun ölmemişti. Buna çok sevinmiştim, odadaki herkesin yüzü gülüyordu.
Sera sanki hiç kalbinden vurulmamış gibi sağlamlığını koruyordu, arada Altay'a bakıp göz kırpıyordu.

Markoz ilk defa içten bir şekilde güldüğüne tanık olmuştum, bu yüzümü daha da güldürüyorken bu yaptığımdan utanmıştım.

"Haydi bugünlük bu kadar macera yeter, artık eve gitsek iyi olur mu? "

Uzay yorgun bakışlarla Mert ve Markoz'a bakıyordu, Şimşekte katılırcasına kafasını sallıyordu.
Altay Serayı kucağına almıştı, Yosun ise bize çaktırmamaya çalışsa da çok bitkin duruyordu. Dinlenmeye ihtiyacı vardı, her ne kadar ben yürüyebilirim desede Mert'i ikna edememişti.

Mert onu bir hışımla kucağına aldığında kalabalık olarak odadan çıkmıştık, dışarıda bizi izleyen Arel ve Miray şaşkın bakışlarla bizi süzüyorlardı.

"Bu nasıl olur? "

Sera'nın yaşayacağını hiç kimse beklemiyordu, Yosun'un yaptığı bu fedakarlık çok etkileyiciydi.

Gittikçe kalabalıklaşıyorduk, şuana kadar sayabildiğim kadarıyla Arel, Miray, Markoz, Sera, Altay, Yosun, Mert, Nisa, tanımadığım şahsiyet, Uzay, Berk, Şimşek ve Etken olmak üzere on üç kişi olmuştuk.

Etken demişken ortalarda gözükmüyordu, halbuki evimizin başkanı gibi birşeydi. Kesinlikle burada olmalıydı, peki neden ortalarda yoktu?

Arabaya sıkış tepiş binmeyi başardığımızda hepimizin üzerinde bir rahatlık vardı, yaşadığımız bu günü asla unutamayacaktım. Kötü bir gün yaşamış ve atlatmıştık, Sera da Yosun da iyi durumdaydılar.

Bir an için çok korkmuştum, sevincimin kursağımda kalmasından öte Yosun'u kaybedeceğimizden.

Buraya gelirken bu yollar beni ne çok germişti, evimiz gerçekten şehir dışında bir yerlerdeydi. Ulaşım kesinlikle zordu, bu arabalar olmasaydı durumumuz vahimdi. Ama öyle bir şey olmasına imkan yoktu, benim düşündüğüm sadece arabaların arıza çıkartmasıydı.

"Geldik, Açelya inmeyi düşünüyor musun? "

Beni düşuncelerimden sıyıran sese döndüğümde Nisa olduğunu kavramıştım, geldiğimizden haberim bile yoktu. Dalgınlığım bir gün başıma kötü işler getiricekti, işte o zaman geç olacaktı.

Seri hareketlerle kapıdan çıkıp Markoz'un arabayı kilitleyişini izlemiştim. Daha sonra ise evin anahtarlarını cebinden çıkarıp açmasını gözlemlemiştim.

Kendime sormam gereken bu soruyu artık geciktirmeyecektim, bundan sonra buradan kaçmaya çalışacak mıydım?
Markozdan hoşlanıyor muydum?

Cevapları belirsiz olup beynimi tırmalıyordu, evin içine girdiğimizde Yosun ve Sera'yı dinlenmeleri üzere yalnız bırakmıştık.

Hepimizi alan salonda sessiz sessiz oturuyorduk, herkez birşeyler düşünüyordu. Bu sessizlik benim kafamı delirtecek kadar kötü bir sessizlikti, boş durmamak adına beyinlerine girmeye karar vermiştim.

-Onları bulup kendi ellerimle geberteceğim.- (Altay)

-Kesin Yankı şerefsizinin işi, bu kadını yakaladığımda kesinlikle öldüresiye döveceğim. Gerçi biz kaçıyoruz, ne ironi ama! - (Mert)

MARKOZ    Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin