➿Bölüm 16➿

9.7K 630 300
                                    

Medya Etken
(Yüzü pek belli değil ama Serenay Sarıkaya)
⭐İyi Okumalar⭐

Dün Markoz'un vermiş olduğu üzüntüyle kendimi direk yatağa atmış, uyuyakalmıştım. Şimdi ise Nisa büyük bir hırsla beni uyandırmaya çalışıyordu, muhtemelen gideceğimiz yer için hazırlıklar yapılmalıydı.

Ancak ben dağınık bir kişilik olmama rağmen kaç gündür sadece bir kere üstümü değiştirmiştim, üstelik hiç duşa falan girmemiştim.

Bugün yola çıkmadan mutlaka duşa girmeliydim, Markoz genelde odama daldığı için biraz da cesaret edememiştim.
Bu konuda Nisadan yardım alabilirdim, kapının kiliti olsaydı bunlara hiç gerek kalmayacaktı.

Ben hala yatağımda kafamı yastığıma gömmüş iki saattir başımda zırvalayan Nisan'ı dinlemiş bulunmaktaydım. Kalksam iyi olacaktı, doğrusu sesleri duyup buraya Markoz'un gelmesi isteyeceğim en son şey olurdu.

Kafamı yastığımdan kaldırarak Nisan'a baktığım da şükür bakışları atıyordu, içimdeki kahkaha hissini bastırarak masadaki saate baktığımda gözlerim yuvalarından fırlarcasına pörtlemişti.

Beni saatin beşinde kaldırmıştı, bu benim bugüne kadar olan en büyük rekorumdu. Bir insana eziyet olmalıydı, beş rakamından nefret edebilirdim.

"Neden bu kadar erken uyandırdın beni? "

Yatağın kenarına oturmuştu, bana söyleyeceği bir kaç şey vardı diye tahmin ediyordum.

"Yolculuğa çıkacağız, yarım saat sonra anlayacağın buraya veda edeceğiz. Seninde hazırlıklarını yapman için uyandırdım, birde Markoz nedenini bilmiyorum ama çok sinirli. Pek ona gözükmemeye çalış, gözüne batmamaya çalış. İlk defa bu kadar sinirli olduğunu görüyorum, bu hiç iyi birşey değil. "

Destansı konuşmasından sonra odamdan çıkacakta ki onu sesimle durdurmuştum.

"Duş almam gerek, gördüğün üzere buralar pek dağınık değil. "

Nisa anlayışla kafasını sallayıp banyoya doğru ilerlemişti, büyük ihtimalle temiz havlu arayışındaydı.
Sonuç olarak elinde beyaz havluyla gülen bir Nisa ile karşılaşmıştım, bu bir zafer gülüşüydü.

Odamdan çıkar iken banyonun kiliti olduğunu bana hatırlatıp öyle gitmişti, buda beni haliyle çok rahatlatmıştı.
Valizden çıkardığım temiz iç çamaşırlarımı ve kıyafetlerimi de yanıma almıştım, yıkanma ve giyinme işlerimi burada halledecektim.

Üstümü çıkararak suyu açmıştım, soğuk su beni biraz titretse de kendime getiriyordu. Çilek kokan şampuanı saçıma döktüğümde tüm banyonun bu kokuyu sardığını görmüştüm, koku oldukça ağır ve hoştu.

Banyoda ne kadar oyalandığımı bilmiyordum, ama içimdeki bir ses acele etmem gerektiğini söylüyordu.
Hızla banyodan çıkarak üstümü giyinmiştim, saçlarımı ise Mert'in akıl ettiği tarağımla taramıştım. Valizime tarakta koymuştu, düşünceli çocuk.

Saçlarım ıslaklığını koruyordu, aynada kendime baktığımda ciddi anlamda hoş bir görüntü sergilediğimi farketmiştim.

"Açelya hazırsın değil mi? "

Miray'ın bu sorusu gideceğimize işaretti, bende hazırım diye cevap vermiştim. Birde elimdeki ağır valizle merdivenleri inmeye çalışacaktım, valizi tutup kapıyı açtığımda Markoz tam karşımda duruyordu.

Valizi zorlukla elime almıştım, Markoz bir of çekip ellerimin arasından valizi almıştı. Sanki bebek taşırcasına merdivenlerden inmişti, bunun gücüne aşırı derecede gıcık olmaya başlamıştım.

MARKOZ    Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin