↩15↪

1.7K 166 43
                                    

Steve Rogers, teslimat yapacağı büyük köşkün önüne geldiğinde kaskın içinde bir ıslık çaldı.
"Kaybolmak için ev yapmışlar." 
Steve kıkırdayarak açık demir kapıdan girdi ve köşkün kapısına ilerledi. Uzun süre zili çaldıktan sonra çığlıkların geldiği arka bahçeye doğru ilerledi. Arka bahçedeki çığlıkların sebebini anladığında korkulu bakışlarıyla yetişkin birilerini aramaya başladı.
"Gerenimoooo!" 
Steve duyduğu çığlıkla tam önüne bakacakken üstüne doğru kayan kişiyi gördü ve daha çekilemeden ayağına kayan kişi çarptı. Çocuklar daha gürültüyle bağırdığında Steve üzerinde hissettiği ağırlıkla gözlerini açtı.
"Tony?" 
Esmer çocuk yüzüne çizilmiş balık suratıyla şaşkınca Steve'e bakarken Steve üstündeki esmer çocuğa umursamadan kahkaha atmaya başladı.
"Tanrım! Kalk üstümden. Tam bir balığa benziyorsun." 
Esmer çocuk tam kalkmak üzereyken duyduğu çığlıkla eli kaydı ve kafası Steve'inkini son anda sıyırarak çimenlere yapıştı.
"ANTHONY EDWARD STARK!!  Seni geberteceğim, senin yüzünden pastam berbat oldu." 
Steve sonunda üstünden kalkan esmer çocuğun ardından kalktı ve ağlayan kız ile ezilmiş pastaya bakındı.
"Hey hey prenses! Gel kenarda konuşalım." 
Esmer çocuk, esmer küçük kızı omuzlarında tutup oturaklara götürdü ve oturduktan sonra kızıda dizine oturttu.
"W, hadi ama ağlaman için bir sebep yok. Hem pastayı getiren çocuğu görüyor musun?" 
Esmer kız, kızarmış gözleri ve çektiği burnuyla kafasını kaldırdı ve Steve'e bakındı.
"Pastacı çocuk Steve'e benziyor." 
Esmer çocuk sırıtarak başını salladı ve Steve'e baktı.
"Steve'e benzeyen pastacı çocuk sana daha büyük ve daha güzel bir pasta yapacakmış. Anlaştık mı?" 
Esmer kız büyümüş gözleriyle önce esmer çocuğa sonrada Steve'e baktı ve çığlık atarak arkadaşlarına doğru koştu.
"İşte çalıştığını bilmiyordum." 
Steve omuzlarını silkerek yerdeki pasta kutusunu aldı ve ağzına kadar dolu olan çöp kutusunun yanına bıraktı.
"O esmer kız kim?" 
Esmer çocuk oynayan çocuklara bakındı ve ellerini deniz şortunun cebine koyup gülümsedi.
"Kardeşim.Wanda." 
Steve kahkaha attı ve o da elini kotunun cebine yerleştirdi.
"Tam bir cadı ismi." 
Esmer çocuk gülümsedi ve yandan bakışlarla Steve'i süzdü.
"Biraz daha böyle kalırsan cadı ve ordusu seni pasta olarak yiyecekler." 
Steve başını salladı ve esmer çocuğa bakındı.
"Ah! Parayı vermedim. Birde üstüne bir şeyler bakalım. Beni takip et." 
Steve ve esmer çocuk büyük köşkün içine girdiler ve merdivenleri tırmandılar.
"Odan burası mı?" 
Steve gözlerini dev çatı katında gezdirdi ve derin bir nefes aldı.
"Burası en küçük Stark köşkü odası." 
Steve'in kaşları kalktı ve gözleri dolaplardaki binlerce süste gezindi.
"Benden kalıplısın ama bu tişört ve bu şortun olacağını tahmin ediyorum." 
Steve tişörte baktıktan sonra başını salladı ve gülümsedi.
"En kötüsü gibi hissediyorum ama en iyisi gibi davranıyorum. Melanie Martinez ha?" 
Esmer çocuk dolabının kapağını kapattı ve tuvaleti gösterdi.
"Hayır, bu benim sözüm. Melanie'ye ben sattım."
Steve sonuna kadar açtığı gözleriyle tuvaletin kapısında kaldığında esmer çocuk büyük bir kahkaha attı.
"Şakaydı Steve." 
Steve gözlerini devirerek tuvalete girdiğinde esmer çocuk hızla masasına ilerledi. Masasının üstündeki not kağıtlarını çekmecesinin içine koydu ve hızla kilitledi. Masasının üstündeki suyu rahatlamak için içerken gözleri mantar panonun üzerindeki nota kaydı ve içtiği su boğazında kaldı. Son anda sırtına vuran ellerle nefes alabildiğinde elini boğazından çekti ve arkasına döndü.
"Az daha ölüyordun." 
Steve kızaran esmer çocuğa bakarak güldü ve masanın üzerinde gözleri gezindi en sonunda gördüğü notla o da biraz şaşırdı.
"Sharon Carter'la akşam yemeği. Eylülün dokuzunda saat sekizde." 
Esmer çocuk, Steve'in kalkmış kaşlarına baktı ve notu panodan çıkardı.
"İş yemeği." 
Steve inanmadığını belli eden bir ifadeyle odaya döndü ve bakındı.
"Vancouver Sleep Clinic'mi seviyorsun?"
Esmer çocuk gülümseyerek müzik albümlerinin olduğu dolaba yaklaştı ve dolaptan bir tanesini çekti.
"İstersen senin olsun." 
Steve önüne uzatılan albüme ve esmer çocuğa baktı.
"Sevdiğimi nerden anladın?" 
Esmer çocuk teninin ısındığını fark ettiğinde bakışlarını yere çevirdi ve derin bir nefes aldı.
"Bende fazladan var. Ve sorunun cevabına gelirsek gözlerin parlamıştı sorarken."
Steve başını sallayarak albümü aldı ve esmer çocuğa gülümsedi.
"Neden bizimle takılmıyorsun?" 
Esmer çocuk pastanın parasını uzattı ve sırıttı.
"İşe geri dönmen gerekmiyor mu?" 
Steve odanın içindeki saate baktı ve esmer çocuğun pufuna oturdu.
"Mesaim bitti ama git deseydin de giderdim." 
Esmer çocuk üstündeki yakalanma korkusunu kenara bırakmaya çalışarak silkelendi ve yatağının üzerine oturdu.
"Onu demek istemedim. Merak ettim sadece." 
Steve başını salladı ve albümün arka kapağına bakındı.
"Neden bu kadar yabancı davranıyorsun?" 
Esmer çocuk baktığı zeminden hızla kafasını kaldırdı ve korkmuş ifadesiyle karşısındaki çocuğun mavi gözlerine baktı.
"Ne? Ne yabancısı?  Ben yabancı falan değ-"
Steve cık cıklayarak başını salladığında esmer çocuğun korkmuş ifadesi daha kötü olmuştu.
"Sanki arkadaşın değilmişiz gibi davranıyorsun. Neden bizimle takılmayı bıraktın. Ters giden bir şeyler mi var?" 
Esmer çocuk rahatlayan yüz ifadesini sergilemekten çekinmedi ve derince bir nefes aldı.
"Ailevi bir sebepten dolayı. Stark'ların kimseye ihtiyacı yoktur. Sadece zekaya ve biraz alet edavata ihtiyacı vardır." 
Steve duvarda duran resimlere baktı ve başını salladı. Resimlerde genç bir kadın ve yanındaki küçük oğlu dışında kimse yoktu. Sonrasında küçük kızın iki - üç yaşındaki resimleri gelmişti, genç kadında yoktu.
"Annem o. Güneş ışıkları ve altın saçaklar başının üstünde toplanmış gibi durmuyor mu? Sanki gözleri gökyüzünü ve denizi kıskandırmak için yaratılmış. Derin bir kadın olmasına rağmen gözlerinden en dipteki duyguyu bile hissederdin. Dudakları öptüğü yeri utandıracak kadar mükemmel ve... Ve ölecek kadar bahtsız." 
Steve, esmer çocuğun titreyen sesiyle gerçektende tanımladığı gibi duran kadının çerçevesini bıraktı. Sarışın kadın piknik örtüsünün üzerinde oturmuş, sarı ve uzun saçlarının üzerine hasır bir şapka takmış, güneş yüzünden gözlerini kısmış ama mavi gözlerinin ortaya çıkmasını engelleyememişti. Gözleri mutluluğunun son demlerini kadraja yansıtırken, dudakları yanaklarını gerecek kadar büyükçe gülümsemiş ve ince parmakları kadraja barış işareti yapmıştı.
"Mükemmel bir kadın, Tony." 
Esmer çocuk gözlerini sildi ve yanına oturan arkadaşına döndü.
"Ona benziyorsun." 
Steve gülümsedi ve yutkundu. Teselli konusunda asla iyi olamamıştı.
"Eminim annen seninle gurur duyardı. Çünkü sende onun kadar mükemmelsin." 
Esmer çocuk sinirli bir nefes verdi ve gözlerini devirdi.
"Annem cesaretsiz oluşum yüzünden beni sevmezdi. Ben babamın kopyasıyım, onun gibiyim. Her bir sırrım ve acımla..." 
Steve söyleyecek birşey bulamazken açılan kapı onun işine yaramıştı.
"Tony? Sanırım ayağım koptu."
Esmer çocuk yerinden kalkıp kardeşine koştuğunda Steve'de gülerek peşinden gitti. Esmer çocuk kardeşini kucağına alıp o panikle koşarak merdivenleri inerken Steve'de hızlı adımlarla onları takip etti.
"Anthony gerçek ayağım değil, karton benim ayağım." 
Esmer çocuk aniden durup kardeşini kollarının arasından bıraktığında Steve son anda kızı yakaladı.
"Abimin anlattığı Steve'e çok benziyorsun sen. Dudakların bal mumuyla yapılmış gibi ve saçlarını güneş ışıkları ve altın saçakları çevrelemiş. Seni sevdim, evimize daha çok gel." 
Steve küçük kızı yere bıraktığında gözleri şok içinde merdivene oturmuş arkadaşına kaydı.
"İyi misin?" 
Esmer çocuk başını salladı ve yutkunarak ayağa kalktı.
"Kardeşin hangi Steve'den bahsediyor?" 
Esmer çocuk duyduklarını yeni idrak ettiğinde tüm vücudunun ısındığını hissetmişti ama Steve'in kızaran yüzünü gördüğünden bihaberdi.
"Steve Jobs olmadığı kesin." 
Steve kendi cümlesinin ardından gülümsedi ve ön kapıyı açtı. Esmer çocuk hala merdivende otururken Steve el salladıktan sonra motoruna binmişti.
Esmer çocuk kendine geldiğinde yaptığı salaklıklardan dolayı kafasını yavaşça duvara vurmaya başlamıştı sonra kendine neden zarar verdiğini düşündü ve savaş moduna girerek arka bahçeye koşarken bağırdı.
"WANDAAAAA!"

✖✖✖

Bölümün saçmalığına kafa atıp bayılacağım birazdan.
Your Spidey is out.. 

the notes in my cupboard ¤ stony ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin