↩30↪

1.7K 138 83
                                    

Ve Spidey finali yazmak için kollarını sıvar...

[Mektup kısmını medyadaki müzik -VANCOUVER SLEEP CLİNİC / VAPOUR- dinleyerek okuyabilirsiniz. ]

FİNAL

Herkesin hayatını değiştiren büyülü anlar vardır ve siz bu büyülü anları hayatınızın her anında hatırlar ve ne kadar kötü şeyler olsada geçmişe minnettarlık duyarsınız. Bu büyülü an ; bazen aşık olduğunuz zaman, bazen girdiğiniz sınav, bazense dolabınızda bulduğunuz nottur.
İşte şimdi de o büyülü anlardan bir başkasına gelmiştik... Belki de en güzeline...

Bütün oyuncular, ikinci periyota daha hızlı, daha enerjik başladı. Top, sürekli el değiştiriyordu. Kimse rakibinin üçlük çizgisine giremiyordu. Topu ellerine alan oyuncular, kısa süre içerisinde topu çaldırıyorlardı. Top çaldırmaların sebebi kötü oynadıkları için değildi, herkes elinden gelenin en iyisini yaptığı içindi.

Yanındaki rakibe pas atılacağını sezen Steve, elini önceden uzattı. Topu alıp pası kesmeyi amaçlıyordu ama sol omzundan itilince dengesini kaybetti ve pas başarılı bir şekilde atılmış oldu. Hızlıca dengesini topladı ve topun peşinden koştu. Fakat Bucky, potanın dibine kadar topu sürmüş ve sonuna kadar geldiğinde, gerideki arkadaşına pas atmıştı ve o arkadaşı da zıplayıp basket atmıştı.

Skor, on sekize on dört olmuştu. Steve'in kaybetmeyi hiç istemiyorken, takımının böyle bir durumda olması onu streslendiriyordu. Top, Wildest'an başladı ve hiç zaman kaybetmeden basket atmak için mücadeleye devam ettiler. Sürekli el değiştiren topu takip etmek seyirciler için hiç kolay değildi.

Top, yerden sekip Steve'e geldi ama onun önü tutulduğu için top süremedi ve pas attı. Pas attığı çocuk, yakalamak için zıplamıştı ki, Rebels takımından bir çocuk da sıçrayıp onu yere düşürmüş oldu.

Bu çocukta sakatlanmıştı. Yedek kulübesinden başka bir oyuncu çağırmak zorunda kaldılar. Sakat oyuncu, görevliler tarafından götürülürken Bucky pis pis sırıtıyordu. Bucky'nin sırıtmasına, Steve öldürücü bir bakışla yanıt verdi ve maça kaldıkları yerden devam ettiler.

On sekize on dört olan skor, kısa süre içerisinde yirmi ikiye yirmi olmuştu. Periyotun bitmesine daha vardı ama oyuncuların hepsi daha şimdiden yorulmuştu. Steve yorulduğunu belli etmemeye çalışsa da, nefes alış verişleri onu ele veriyordu.

Yirmi dört saniye kuralı, onların en büyük dezavantajıydı. İki tarafta hücum yapmakta zorlandığı için, top yirmi dört süre boyunca potaya değemiyordu ve top diğer takıma geçiyordu. Herkes var gücüyle oyunu oynuyordu, ona rağmen üçüncü periyotun sonların gelirken skor otuza yirmi sekiz olmuştu.

Potanın kenarından pası aldı Steve ve karşısındaki bütün adamlarına baktı. Takım arkadaşları rakiplerini tutmaya çalışırken, gözü Bucky'e takıldı, potanın altında olmasa da, oldukça yakınında takılıyordu. Derin bir nefes çekti ve arkasındaki arkadaşına pas attı ve ondan geri pas aldı. Bu sayede top sektirmeye başlayabildi.

Önüne gelen ilk Rebels oyuncusunu geçmek için, sola atılacakmış gibi yapıp sağdan geçip adamı arkasında bıraktı. Diğer gelen oyuncuyu geçmek için topu tek eliyle tutup, kendi etrafına bir tur döndü, bu sayede adam elini uzatıp topu alamadı ve Steve onu da geçmiş oldu. Potaya iyice yaklaştığı sırada karşısına aniden kendi takımından biri çıktı ve ona çarpmamak için kendini sağa attı. Sağında kim olduğunu görmeden kendini attığı için, karşı takımın oyuncusuna omzunu geçirmiş oldu.

the notes in my cupboard ¤ stony ✅Where stories live. Discover now