↩29↪

1.4K 128 19
                                    

[Bu mükemmel bölümün basketbol sahnelerini benim gibi bir cahilden kurtaran ve müthiş bir şekilde bana kurgulayıp ayarlayan marvelismarvel 'e teşekkür ediyor ve bölümü ona ithaf ediyorum. ]

Steve Rogers soyunma odasının içerisine kadar giren tezahürat sesleri yüzünden oldukça gerilmiş ve yerinde duramıyordu.
"Senin daha önce böyle heyecanlandığını görmemiştim." 
Steve bir anda siyahi arkadaşının sesini duyduğunda irkildi ve ona döndü.
"Bu final maçı." 
Sam başını sallayarak kafasını soyunma odasının kapısından uzattı ve hızla geri çekti.
"Hadi bakalım Wildest... 1-2-3." 
Tüm takım Sam'in seslenmesiyle bir araya geldi ve ellerini ortaya koydular.
"1...2...3 Parçala!"
Soyunma odasını bağırarak inlettiklerinde en başta 16 numaralı forması üzerinde olan kaptanın ardından tüm takım teker teker sahneye ilerledi.

Wildest takımı, sahanın kendi taraflarına dağıldı. Steve, bir yandan gözünün ucuyla sahanın öbür tarafına baktı. Aynı şekilde Rebels takımı da, daha önceden ayarladıkları pozisyonları almıştı. Seyircilerin sesi salonu inletirken, gürültü insanın kulaklarını sağır edecek seviyedeydi. Steve'in gözleri tribünlerde gezindi ve ela gözleri görmeyi bekledi ama hayal kırıklığıyla ısınma hareketlerini yapmaya geri döndü.

Hakemin düdüğü ile Steve sahanın ortasına geldi. Bucky'de aynı şekilde onun önüne geldi. İkisi birbirine bakarken, aynı anda hakeme bakış attılar. Topu tek elinde tutan hakem, atmak için bekliyordu. Hakemin topu atacağını anlayan Steve ile Bucky, zıplamak için pozisyon aldılar.

Düdük çalındı ve top havaya fırladı. Top ile beraber de iki oyuncu zıpladı ama Bucky, sarışın çocuktan daha hızlı davranıp topu kendi tarafına fırlattı. Rebels'ın oyuncularından biri topu yakaladı ve yakalar yakalamaz sektirip, sürmeye başladı.

Topu almak için Steve koşacaktı ki, Bucky onu tuttu ve topa yaklaşamadı. Topu elinde tutan adam, başka bir arkadaşına pas verdi. Yukarıdan ve yüksekten bir pas atmıştı, bunun yararı ise tek bir pasla sahanın öbür tarafına geçmek olmuştu. Rebels'ın oyuncuları hızlıydı, planlıydı. Maç başlar başlamaz öbür tarafa koşan iki oyuncu olmuştu.

Basket topu, sahanın Wildest tarafında, en sol köşedeydi. Üçlük çizgisinin dışında duran top sahibi, potanın altındaki arkadaşlarına baktı. Fakat karşısındaki rakipler o çocuktan daha uzun olduğu için görmekte zorlandı. Çocuk, ne yapacağını bilemezken, Bucky, topu ondan almak için Wildest oyuncularının arkasına geçip eliyle işaret yaptı.

Bucky, pası almak için hazırlanırken Sam olayı gördü ve Bucky'i tutmak için koştu. Fakat koştuğu sırada rakip takımdan biri ona çarptı ve dengesini kaybetti. Gözünden kaçırmayan hakem, düdüğünü çaldı.

Faul, üçlük çizgisi dışında olduğu için sahanın yan kenarından başlayacaktı Wildest. Sam topu eline aldı ve gözü Steve'i aradı. Steve'i görür görmez hava pası atmak için bütün gücüyle zıpladı ve pasını attı. Havada dönerek ilerleyen top, Steve'e gelirken Bucky'de Steve'e doğru zıpladı.

O da zıplamış olsa da, sarışın çocuğun şansı yaver gitti ve topu o aldı. Ayakları yere değer değmez topu sürmeye başlamıştı. Bütün gücüyle koşan Steve, rakiplerinin arasından yılan gibi kıvrılarak geçti ve Rebels'ın potasına iyice yaklaştı. Taraftarlar, heyecanlandı, bazıları ayaklandı.

the notes in my cupboard ¤ stony ✅Kde žijí příběhy. Začni objevovat