Bölüm 2

744 17 0
                                    

Bölüm 2

Ertesi sabah okula normalden daha mutlu bir şekilde gittim. Dün tüm gece boyunca Calum'u düşündüm. Konuşmamız 5 dakika bile sürmemiş olsa da benim için çok özeldi. Bana bakışı. Adımı söyleyişi. Arkasında bir şey olduğunu fark ettim. Belki onun da bana karşı duyguları vardır. Belki de yoktur; ama bana öyle bir baktı ki hala umut var diyebilirim.

"Birileri fena halde mutlu görünüyor." diye cıvıldadı Elliana, ben onun dolabına doğru yürürken. "Hala Calum'la yaptığınız konuşma hakkında mı düşünüyorsun?"

Dolabına uzandım ve her zaman ayrı olarak sakladığı sakız kutusunu aldım. Dün gece ona Calum'la olan konuşmamızı anlatmıştım, "Bak diyorum sana, Ellie, önümüzdeki iki ay farklı olabilir. Orada olmalıydın. Bana nasıl baktığını görmeliydin. O da benden hoşlanıyor olabilir." Onun da benden hoşlanıyor olma düşüncesi beni o kadar heyecanlandırıyordu ki. İyi bir şekilde tabi ki.

"Ben hala dışarıda senin için daha iyi biri olduğunu düşünüyorum," dedi dolabını sertçe kapatırken.

"Hadi ama El. Ondan gerçekten hoşlandığımı biliyorsun. 14 yıldır dikkatini çekmeye çalışıyorum ve sonunda oldu. Şimdi vazgeçmeyeceğim." dedim.

"Pekala..." Derin bir nefes aldı ve koridorun sonundaki sınıfımıza doğru yürümeye başladık. "Ailem şehir dışına çıkacağı için nasıl bu hafta sonu komşumuz Aimee'de kalmam gerektiğini hatırlıyorsun değil mi?"

Her zamanki gibi sınıfın gerisindeki yerlerimize otururken başımla onayladım.

"Erkek kardeşi Chad bizden bir yaş küçük ve açık ev partisi veriyor. Tüm okul davetli, onların da ailesi şehir dışında olacak."

"Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum." diye cevapladım dürüstçe. Eğer annem bir açık ev partisine gittiğimi öğrenseydi beni öldürürdü. Ayrıca daha önce olanları duydum; hep polisin gelmesiyle bitiyordu.

"Hadi Val. Bu yıl lisede son senemiz ve daha bir partiye bile gitmedik. Eğlenceli olacak. Ve Aimee, oldukça sorumlu olan birisi, orada olacak ve işlerin zıvanadan çıkmasına izin vermeyeceğini biliyorum." diye beni temin etti Ellie. Haklıydı. Bu sene son senemizdi ve daha hiçbir partiye gitmemiştik. Tam bir ezik gibi mezun olmak istemiyordum. 

"Sanırım gideceğim." Sonunda pes ettim. 

"Yaşasın!" dedi sevinçle ve ellerini çırptı, ikimiz de dikkatimizi sınıfın önüne, öğretmenin dersi anlatacağı yere verirken.

Haftanın geri kalanı ne olduğunu anlamadan geçti ve Cuma oldu, sonunda gelmişti. Aynı günün erken saatlerinde alışverişe gitmiş ve kendime giyecek yeni bir şey almıştım. Klasiğim olan kapüşonlu ceket, eşofman altı ve Converse uygun olmayacaktı. Kolsuz, bej bir üst giydim ve ipek, deri bir tayt. Saçlarımın ucunu dalgalandırdım ve pembe parlatıcıyla maskara sürdüm. Son olarak yeni, siyah Steve Madden botlarımı giydim ve aynanın önüne geçtim. Aynada gördüğüm kızın tamamen farklıydı. Ama bu yeni Valerie'den hoşlanmıştım. Cesur ve öz güvenli Valerie. Memnun bir şekilde gülümsedim ve merdivenlerden aşağı indim.

Parmak uçlarımda kapıya doğru ilerledim. Tam kapının kolunu indirmek üzereydim ki yakalandım. 

"Nereye gittiğini sanıyorsun?" dedi annem, ayak seslerini duydum ve çok geçmeden karşımda duruyordu. 

"Ellie'yle beraber bir partiye gidiyorum," diye bilgilendirdim onu.

"Valerie..." diye başladı annem.

"Anne, cuma gecesi ve normalde hiç partilere gitmem. Ayrıca başımızda sorumlu bir yetişkin olacak." diye açıkladım. 

"Tamam gidebilirsin, ama 11'i geçirmek yok." Ona teşekkür ederken gülümsedi ve ben de çıktım.

aşkın peşinden koşmak ;; cth {Türkçe Çeviri}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin