Bölüm 30

267 13 4
                                    

Bölüm 30

**Valerie'nin Bakış Açısı**

"Calum, nereye gidiyorsun?" O merdivenlerden çıkarken yüksek sesli müziğin üzerinden bağırdım. Beni duydu mu duymadı mı bilmiyorum, ama arkasına bile bakmadan kapıyı çarpıp gitti.

Bugün Adam'ın doğum günüydü ve tek istediğim ona sürpriz bir parti hazırlamaktı. Onun tüm arkadaşlarını davet ettim; fakat onları iyi tanımadığımı göz önünde bulundurunca, Adam'ın takmayacağını umarak kendi birkaç arkadaşımı da çağırdım. Luke ve Ashton'dan hoşlandığını biliyorum, fakat nedense Michael'ı tuhaf buluyor ve Calum'dan tamamiyle nefret ediyor. Ama ne düşündüğünü umursamıyorum, onlar arkadaşlarım. Ne kadar üzücü olsa da, Hannah dışındaki tek arkadaşlarım onlar. Yine de lisede bir arkadaşımın olduğunu düşünürsek bunun sosyal anlamda bir gelişme olduğunu görebiliriz. İyi görünümlü bir grup olduklarını inkar etmeyeceğim, ama onlarla takılmayı sevme sebebim bu değil. Onları seviyorum çünkü en az benim kadar garip ve sosyal açıdan tuhaf olabiliyorlar, bu yüzden ortama tam uyduğumu hissediyorum ki bu daha önce hiç hissetmediğim bir şey. Ne kadar denersen dene, lisede ortama ayak uydurmak zor fakat üniversiteye geçince, beni ben olduğum için seven arkadaşlar buldum. Yanlarında kendim olabileceğim insanlara ihtiyacım vardı ve şimdi onlara sahibim. Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.

"Calum neden gitti?" diye sordum Luke yanıma geldiğinde.

"Üzgün." Ellerini siyah kotunun ceplerine soktu.

"Neye üzüldü?" Kafamın karışmış olduğu ses tonumdan anlaşılıyordu. İlk geldiğinde o kadar da üzgün görünmüyordu.

"Şey," İç çekti ve benimle göz teması kurdu. "Sürpriz partinin onun için olduğunu sandı." 

Açıklaması karşısında kaşlarımı çattım. "Bunu neden düşünsün ki? Bugün Adam'ın doğum günü, Calum'un doğum günü..." Bir an durup doğum günü tarihi bilgisini kafamın arkasından bulmaya çalıştım. Luke bir kaşını kaldırdı ve farkına vararak ona baktım. "Bugün."

Luke başıyla onayladı ve bir anda her şey daha da mantıklı hale geldi. Nasıl bu kadar düşüncesiz olabilirdim? Büyük ihtimalle benden nefret ediyor, yine. Ve haklı da. Adam için bugünü mükemmel hale getirmeye o kadar odaklandım ki Calum'u tamamen unuttum.

"Bunu düzeltmem gerek." dedim Luke'a hızlıca. "Eğer Adam sorarsa... beni idare et, olur mu? Eğer Calum'la konuşmak için partiden ayrıldığımı öğrenirse benden nefret eder." 

"Merak etme, ben hallederim." Gülümsedi, kısaca ona teşekkür edip kapıdan çıktım. 

Kampüse geldiğim gibi arabamdan çıktım ve Calum'un odasına koştum. Onunla konuşmak için ne kadar beklersem o kadar kötü hissedecektim. Vardığımda kapıyı çalmadan önce, nefesimin düzelmesini bekledim.

Birkaç kere tıklattım ama cevap gelmedi. "Calum, benim, Valerie." Kapıyı yumruklamaya başladım. Yanımdan geçen iki erkekten tuhaf bakışlar aldım; hakkımda ne düşündüklerini umursamıyordum, tek umursadığım bunu Calum'a telafi etmekti. "Lütfen, kapıyı aç."

"Git buradan." Kapının öbür tarafından boğuk sesini duydum. 

"Lütfen, Calum." Çaresiz bir biçimde yalvardım. "Seninle konuşmam lazım." Kapının öbür tarafından hışırtı sesleri geldi ve kapı kolunun indiğini görünce yüzüme bir gülümseme yerleşti.

"11 Kasım." Kapıyı açtığın boş bir yüz ifadesiyle konuştu. Bir eli kapının kolundayken diğer elindeki bir şişesinden koca bir yudum aldı. 

"Ne?"

"11 Kasım." Tekrar etti. "Senin doğum günün." Doğum günümü bildiğinden haberim bile yoktu. İşte şimdi çok kötü hissediyorum. 

aşkın peşinden koşmak ;; cth {Türkçe Çeviri}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin