Bölüm 12

410 15 1
                                    

Bölüm 12

Elemelerin üzerinden neredeyse 1 hafta geçmişti ve hayal edebileceğinizden çok daha fazla gergindim. Gergin olduğumdan çok hatırlamıyorum ama elemelerimin kötü geçtiğine eminim. Ashton 9 buçuk saat çalışmanın çılgınca olduğunu söyledi. Sıra bana gelmeden rahatlamamı önerdi, böylece çok gergin olmayacaktım. Bana kahve almada ısrar etti biz de kampüsten çok uzak olmayan en yakın Starbucks'a yürüdük. Epey konuştuk ve görünüşe göre çok ortak noktamız var, sevimli bir gülümsemesi, tatlı bir gülüşü, güzel gözleri ve iyi bir espri anlayışının olması dışında. Tamam o kadar ortak noktamız yok, ama ortak ilgi alanlarımız var. Kampüse döndükten sonra bana numarasını verdi ve iyi şanslar diledi. Ona istediğim zaman mesaj atmamı ve gelcek yıl ikimizin de bu okulda olmasını umduğunu söyledi. Şu ana kadar tanıştığım en kibarını bırak, bir erkek hiç benle bu kadar ilgilenmemişti. 

Bugün cuma, kasımın 9'u ve mezuniyet günü nihayetinde geldi. Liseyle işim bitti. Cübbe giymemiz gerektiğinden kıyafet endişelencek bir şey değildi. Diz hizasında, siyah dantelli basit bir elbise giymiştim. Boy sorunları yüzünden siyah platform topuklu ayakkabılar giymiştim, düşmemeyi umuyordum. Saçımı biraz dalgalı yaptım ve hafif de makyaj yaptım. Güzel görünmek için çabalamıştım çünkü bu sınıf arkadaşlarımı son görüşüm olacaktı. Yarın baloya gelecek olan ufak bir kısmını görecektim ama yarısı baloya bile gelmiyordu. Okuldaki insanların çoğundan nefret ediyorum bu yüzden liseden mezun olmak benim için iyi bir şey. Tek kötü tarafı Calum'u bir daha göremeyecek olmak ama olumlu düşünmeye çalıştım.

Eliana beni 5.30'da aldı ve mezuniyet töreninin gerçekleşeceği konser alanına sürdü. Geçen çarşamba prova için oraya gitmiştik ve devasaydı, orada kolayca kaybolabilirdim. Vardığımızda bir sürü öğrenci dışarıda bu özel etkinlik için gelen akrabalarıyla fotoğraf çekiniyordu. Benim hiçbir akrabam buraya gelmeyi umursamadı; Brisbane'da yaşıyorlar hem Sydney'ye o kadar uzak da değil. Annem bile çalışması gerektiğinden geç kalacağını söyledi. 

Elli ve ben konser alanına doğru ilerledik. Ailesini ve Chad'i selamlamaya gitti ve beni bekleme salonuna yalnız bıraktı. Cübbemdeki detaylarla ilgilenirken birinin omzuma dokunduğunu hissettim. Arkamı döndüm ve yüzünde kocaman gülümsemesiyle Calum'u gördüm. Siyah pantolonun üzerine beyaz golf tişörtü giymişti. Normalde giydiklerinden farklıydı ama yine de çok iyi görünüyordu.

"Tahmin et noldu?" Sessizce sordu ama surat ifadesinden oldukça heyecanlı olduğunu anlayabiliyordum. 

"Noldu?"

"Projeden A+ aldık." Gözleri bir cevap için benimkilere bakarken daha da büyüdü.

"Yaşasın!" Heyecanlı görünmeye çalıştım. Bu seneki ilk A+ notum değildi, büyük ihtimalle bu yüzden benim için o kadar da büyük bir olay değildi. Yine de Calum'un partnerim olduğunu öğrendiğimde kalacağımıza emindim yani beklediğimden iyi yaptık.

Gülümsemesi daha da büyüdü ileri adım atıp kollarını bana doladı. Biraz geriye sendeledim çünkü bunu hiç beklemiyordum. Ama kollarının etrafımda olmasının verdiği rahatlık kesinlikle şoka girmeme değiyordu. Daha sonra bunun bizim ilk sarılmamız olduğunu fark ettim. Hemen kollarımı onun beline doladım ve ona sıkıca tutunurken içimden saniyeleri saymaya başladım. '1, 2, 3, 4, 5...'. Yavaşça tutuşunu gevşetti; bırakan benmişim gibi görünmek için hemen kollarımı çektim. Bunu neden önemli buldum da yaptım bilmiyorum, sadece içimden öyle geldi. Ayrıca saniyeleri saymanın da çılgın, takıntılı bir hayranın aşık olduğu ünlüye yapacağı bir şey olduğunu biliyorum. Aslında birine aşığım ama ünlü birine değil. Fakat benim kadar aşık olduğunuzda çılgın, aptalca şeyler yapabilirsiniz.

aşkın peşinden koşmak ;; cth {Türkçe Çeviri}Donde viven las historias. Descúbrelo ahora