Bölüm 33

243 13 4
                                    

Bölüm 33

**Calum'un Bakış Açısı**

"Hey, geliyor musun?" diye sordu kapıyı açınca gördüğüm kapının pervazına yaslanmış Luke. 

"Sence hangi paralel evrende hiç hazzetmediğim birinin partisine gidip aşık olduğum kızla yiyişmesini isterim?" Yatağıma zıplayıp kafamı yastıklarıma gömdüm. 

"Yiyişmek mi?" Yatağımın kenarına otururken kıkırdadı.

"Evet, yiyişmek." Boğum sesim yastıkların arasından geçti. "Öpüşmek demek, seni moron."

"Yüce İsa, Cal, sadece şaka yapıyordum." Gülüşü aniden durdu, sert çıkışıma alınmıştı. 

"Özür dilerim, adamım, sadece üzgünüm." İğneleyici bir biçimde özür diledim ama Luke'un bunu anladığını sanmıyorum. Kafamın üstündeki yastıkları çektim ve doğruldum. 

Derin br nefes aldı ve elini omzuma yerleştirdi. "Endişelenme, Valerie eninde sonunda ışığı görecek."

"Umarım." İç çektim. "Ashton bir planı olduğunu söyledi. Eğer işe yararsa Valerie de ben de kazanacakmışım."

"O halde eminim ki her şey yolundadır." dedi temkinli bir şekilde. "Neyse, Hannah'yı odasından alacağıma söz verdim. Sonra görüşürüz."

"Hoşçakal Lukey." Suratımı astım, güldü ve kapıyı arkasından kapatıp gitti. 

Yüzüm tekrar yastıkla buluştu. Uyumaya çalışıyorum ama olmuyor. Valerie ve Adam'ın şu an birlikte olduğunu bilmek, pek de düşünmek istemediğim bir şey yapıyor olabilmeleri beni çıldırtmaya yetiyor. Ezelden beridir beyaz ipek yastığıma boş boş bakıyormuşum gibi geldi. Sanki o kadar uzun zamandır bakıyordum ki adımı, nerede olduğumu bile hatırlamıyorum. 

Cebimdeki titreşim beni içinde bulunduğum geçici hafıza kaybından çıkardı. Doğruldum, telefonumu cebimden çıkardım ve Valerie'den gelen mesajı okudum.

Partiyi boşver Gelip beni alır mısın?

Kendime düşünecek bir saniye bile vermedim. Yatağımdan zıpladım, takılıp düştükten sonra eskimiş Nike ayakkabılarımı giydim ve ceketimi kapıp kapıdan çıktım. "EVEETTTTTT." diye bağırdım koridorda ilerlerken. Matematik ödevini kontrol ederken evet diye bağıran çocuklar gibi hissediyordum. 

"Calum, iyi misin?" Geçen hafta Ashton'la gördüğüm Emily isimli kızın onun yanında aceleyle geçerken sordu. 

"EVET, HARİKAYIM." Hala kim olduğunu bilmiyorum ama yine de ona bağırdım ve arabama gittim. 

Arabaya binince önce emniyet kemerimi taktım. Yolda kaza yapıp komaya girmek istemem. Anahtarı konağa taktım ve sürmeye başladım. 

Vardığımda kapının ardına kadar açık olduğunu ve evin dolup taştığını fark ettim. İnsanlar resmen pencereden dökülecekti. İçeriye girip Valerie için etrafa bakındım ama onu göremedim. Odan öbür ucunda tanıdık, çok renkli saçı olan birini gördüm, kız arkadaşının yüzü onunkine yapışmıştı. 

"Mike!" Ona seslendim ama bana bakmadı. "Valerie'yi gördün mü?" 

Cevap vermedi. Kız arkadaşıyla dudaklarını kenetlenmiş tutmaya devam etti ve eliyle gitmem için hareket yaptı. Hiç nefes almak için duruyorlar mıydı?

Öncekinden daha da kalabalık olan başka bir odaya gittim. Benimle aynı okula giden bir sürü kişiyi gördüm, geçerken birkaçına başımı salladım. Arabada bekleyip Valerie'ye dışarıda olduğumu mesaj atmalıydım, ama Adam'ı terk edişini görmeyi çok istiyordum. Tepkisi paha biçilemez olurdu, bunu kaçırmak istemezdim. 

aşkın peşinden koşmak ;; cth {Türkçe Çeviri}Where stories live. Discover now