Angoria Bölüm 28: Yalvar!(2)

3.1K 304 18
                                    

Angoria Bölüm 28: Yalvar! (2)

Kung Lao söylenenler karşısında dilinin tutulduğunu hissetmişti. 'Yalvarmak?' bu onun lügatınada bulunmuyordu ki. Kung Lao, Mirza Bo'ya ters gözler ile bakmaya başlamıştı. Kafasında iki farklı düşünce kırk tilkinin yerini doldurmuş ve zihninde köşe kapmaca oynamaya koyulmuştu. Şakaklarından bir damla ter yanaklarına doğru inmiş ve gözleri hafif kısılmıştı.

Mirza Bo tahmin etmiş olduğu gibi gitmeyen ve hayallerinin yıkılmasına sebebiyet veren Kung Lao'ya karşı sinirlerinin hopladığını hissetmişti. Şakalarındaki iki damar tüm kuvveti ile çıkmış ve her saniye atmaya koyulmuştu. Parmaklarının her an saldırmak için titremesini ve karşısında bulunan çocuğun boğazını an itibariyle ortadan ikiye ayırmamak için kendisini zor tutuyordu. Dudaklarındaki derileri kemirmeye başlamış ve yerinde zıplıyordu ki Kung Lao'dan ses gelmesi ile tüm dikkatini çocuğa yönlendirmişti.

''Bu şekilde değil de efendim başka bir şekilde halletsek olmaz mı acaba? '' diye tedirgin bir ses ile soru soran Kung Lao'nun parmak oyunlarını gören Mirza Bo soruya soru ile karşılık vermeden kendisini alamadı. ''Neymiş bakalım aklında ki fikir? ''

Kung Lao kafasını eğmiş ve Mirza Bo'nun yaymış olduğu kuvvet ile titreyen vücudunu önemsemeden ürkek bir şekilde ''Dövüş...'' diye bilmişti. Bir fısıltıdan ibaret olan bu kelimeler Mirza Bo'nun kulağına geldiği anda içinde bir kahkaha patlaması yaşamış ve kendisini tutmaya gayret bile edemeden boğazından dışarıya fırlamıştı. ''Hahaha.... Demek dövüşmek istiyorsun!! Dur hatmin edeyim dövüşü de bir iddaaya tabii tutacaksın değil mi? Kaybedersen yalvararak öğrencim olacaksın... Peki ya kazanırsan? '' Diye sorusunu yöneltmiş olan Mirza Bo, Kung Lao'nun ne gibi bir cevap vereceğini merak ediyordu.

Kung Lao karşısında bulunan Mirza Bo'nun yaymış olduğu kana susamışlığın azaldığını fark ettiği için daha bir rahat davranmaya başlamıştı. Boğazına takılan bir şey varmış gibi yaparak öksürmüş sonrasında ise ''Kölem olacaksın.'' Diye net bir cevapta bulunmuştu.

Mirza Bo duyduğu kelime karşısında sadece ağzı açık kalmıştı. Sadece bir dövüş ile karşısındakini kölesi yapmaya çalışmak? Bu ne derece bir aç gözlülüktü! Kesinlikle dediği kadar vardı Kung Lao... İstediği şey kesinlikle çocukça bir hayal değildi. Bu sözcüklerin çıkması Kung Lao'ya karşı daha bir sempati kazanmasını sağlamıştı, kanı bu çocuğa iyiden iyiye ısınıyordu.

''Kabul, hadi ne bekliyorsun çık dışarıya hemen! Bunu bir sonuca bağlamamız lazım çocuk!!'' diye kahkahalar eşliğinde konuşmuş sonrasında ise önden dışarıya çıkarak Kung Lao'nun dışarıya çıkması için kışkırtmak amaçlı baş parmağını ağzına koymuştu. Geleceğini zaten biliyordu ancak çocuğu sinir etmek çok ama çok hoşuna gidiyordu.

Kung Lao, Mirza Bo'nun bilerek yaptığını bildiği o hareketi hiç görmemiş gibi davranarak dışarıya çıkmış ve üstündeki kıyafetin kollarını sıvayama koyulmuştu. Yenileceğini bildiği halde bunu yapmak istemesinin bir sebebi vardı. Geçen dövüşten hatırladığı fakat önemsemediği kuvvetinde bir miktarda olsa artış var mı bilmek istiyordu.

''Pekala çocuk sana avans vereceğim ve üç darbeni hiçbir şekilde engellemeyeceğim. Bunun için müteşekkir olup diz çökmelisin! Hahaha!!'' diyerek kollarını belinde bağlamış ve iki ayağınıda bir birine birleştirmişti. Bu hareket ile görülüyordu ki sözünde gerçekten duracaktı.

Daha fazla hareketsiz durmasının bir anlam ifade etmediğini düşünen Kung Lao üç vuruşta en fazla hasarı vermeye çalışmak istiyordu ve bunun içinde sürekli olarak canının en fazla açığı yerlere vurmasının daha iyi olacağını düşünüyordu.

ANGORİA Where stories live. Discover now