Angoria Bölüm 39: Turnuva Başlar!

3.3K 325 28
                                    

Angoria Bölüm 39:Turnuva Başlar!

Kung Lao tüm gün dolaşarak etrafı incelemiş ve insanları ve tarzlarının nasıl olduğunu öğrenmeye çalışmıştı. Tüm gün boyunca yapmış olduğu inceleme sonucunda ise şu kanıya varmıştı. ''Şehir insanları kasaba insanlarından daha vahşiydi.'' Etrafta dolanırken bir çok dilencinin sadece bir ekmek için insanları köşeye sıkıştırdığını görmüştü. Ustasına sözü olduğu için hiç birisine karışmamıştı ancak içinde de bir burukluk oluşmamış değildi.

Şehir içinde tur boyunca bir çok farklı insan görmüş olmasına rağmen bunların tek bir ortak noktada toparlanmış olması Kung Lao'yu bir miktar korkutmuştu. Buradaki insanların hepsi potansiyel 'Suç Hasatçısı' idi.

Etrafı sürekli gezerek ve soruşturarak bin bir tane farklı han seçeneğini gözden geçiren Kung Lao en sonunda ismi 'Meşe Palamutu' olan handa gece konaklamanın daha uygun olacağını düşünmüştü. Ücreti diğer hanlara oranla daha uygundu, elbette bu kalitesini de daha kötü yapıyordu ve suçluların toparlanma merkezi gibi görülüyordu ancak Kung Lao parasının azalmasındansa burada yaşamanın daha iyi olacağına kanaat getirmişti.

Sadece bir yeşil kaynak gümüşüne üç gün konaklayabildiğiniz bu handa her ihtimale karşı bir tane de şifacılıktan kovulmuş sahte bir şifacı bulunduruluyordu. Her ne kadar kovulmuş olmasına rağmen vücudun yüzeysel hasarlarını ve tedavisini çok iyi bilen bu şifacı oldukça fazla paralar kazanıyordu. Bu durum öyle bir olaydı ki Kung Lao ister istemez şifacılığı öğrenmesi gerektiğini düşünmüştü.

Sabah uyandığında üstündeki uyuşukluğu atmak için esneyen Kung Lao uyurken bile sırtında takılı bir halde duran silahını yataktan kalkmak için çıkarmış ve yüzünü yıkaması için bırakılan yosun tutmuş tahta kaptan bir avuç dolusu suyu suratına çarpmıştı.

Kaftanın kumaşı bozulmasın diye elinden geldiğince özenerek katlamış ve köşeye koymuş olan Kung Lao kaftanını giydikten sonra pencereden dışarıda ki güneşe bakmış ve halen zamanının olduğunu görmüştü. Han içerisinde kahvaltı odaya getirilmiyordu insanlar sırf bu yüzden daha fazla yiyebilmek için birbirine saldırıyor veyahut odadan çıkamaması için uyku ilaçları zehir ve bir çok şeyi birbirlerinin üstünde uyguluyordu. Bunu daha ilk geldiği anda fark eden Kung Lao bir tane sıvı bile ağzına sürmemiş ve kahvaltı zamanını beklemişti.

Aşağıya inmek için odadan çıkan Kung Lao eksik bir şey olmadığına emin olduktan sonra kapısını kapatmış ve sonrasında ise siyah kaftanına sarılmış bembeyaz bir yüz ile aşağıya inmişti. Daha aşağıya indiği anda kafasının hemen yanından sıyıran bir çatal duvara doğru saplanmıştı. ''Sana az al demedim mi lan göt herif!!'' diye duyulan bağırmanın ardından insanların tüm dikkati oturan ikiliye kilitlenmişti.

Kung Lao'nun ise bu tür konulara karşısı maalesef ustası yüzünden bir ilgisi bulunmuyordu. İlgisizliği yüzünden hancının iri yarı kızının karşısına dikilmiş ve ''Neyin varsa ver abla bu gün çok açım zaten...'' diye konuşmuştu. Boyu ucu ucuna tezgaha yetiyordu, iri yarı adının Ucnudo olduğunu öğrenmiş olduğu kız ise iki tane kase çıkarmış ve birisine çamur gibi bir lapa diğerine ise üç tane somon dilimi koyarak ''Al bakalım sana yemek(!)'' diyerek elindekileri Kung Lao'ya vermişti.

Kung Lao daha öncesinde hiç böyle bir yemek yememişti ancak bunun da pek önemi bulunmuyordu. Kaldığı yer ucuz bir yerdi ve ucuz yerlerde bunun olması çok ama çok normaldi. Elinde tutmuş olduğu kaseler ile yürüyen Kung Lao odanın en köşesinde bulunan ufak bir masa ve sandayeye oturmuş ve yemeğini yemeye koyulmuştu. Gürültü ve patırtı hiç eksik olmayan bu odada birkaç çığlık daha duyulmuştu. O kadar normal karşılanan bir handı ki çığlıkların sebebi olarak bıçak saplanmış adamı bir kişi bile önemsememişti...

ANGORİA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin