EJDER PRENSES °7°

12.1K 833 144
                                    

O an aklıma gözleri geldi. Katran karası gözlerin üzerimde bıraktığı etkiyi hatırladım. Beyaz bulutlu gökyüzünü lacivert bir ok gibi delip geçerken fısıldadım.

"Katran karası... Sana bundan sonra Katran diyeceğim."

**************


ISABELLA;

Katran ile birlikte gökyüzünde süzülürken sırtımdaki tarifsiz acı yüzünden suratımı buruşturdum. Acı gittikçe katlanırken sanırım Katranla olan bağımız yüzünden o da huysuzlanmaya başlamıştı. Hissediyordum. Ona tekrar yere, eğitim alanına inmesi talimatını verdim.

İlerlemesine talimatım ile birlikte aniden bir son verdi ve kanatlarını kapatarak baş aşağı bir taş gibi düşmemize izin verdi. Yere doğru son hızla çakılırken korkum hat safhadaydı. Aramızda oluşan bu bağ sayesinde ona güveniyor olsam da ejderhaların da bir kişiliklerinin ve duygularının olduğuna inanıyordum. Bu inancım üzerine Katranla yeni tanışmış olmam ve onu tanımamam ona olan güvenimi sarsmasa da endişelenmeme engel olmuyordu.

Bulutlardan çıkınca eğitim alanı görünmeye başlamıştı. Yere daha da yaklaşınca birden kanatlarını açtı ve yere süzülerek inmeye başladık. Yere ulaşınca sert bir şekilde yere indi ve etrafa dağılmış kalabalığın arasına karışmaya başladı.

Katranın yaptığı bu hareketten dolayı eğitmenler de dahil çoğu kişinin gözleri bize dönmüştü. Zaten havadaki hareketlerinden ve uçurumdan uçmamdan dolayı odak noktası olmuştuk şimdi de bu şekilde davranarak daha çok dikkat çekmesi beni utandırıyordu. Ayrıca Amy dikkat çekmemem gerektiğini söylemişti.

Utangaç gözlerle etrafı süzdüğümde çoğu kişinin ejderhasına binememiş olduğunu fark ettim. Bağ kurmuşlardı fakat üstlerine binip uçamıyorlardı. Benim katranla uçarak bunu tek başarabilen olmam gururlanmamı sağlamıştı elbet ve bu yüzden suratımdaki gülümsemeye engel olamamıştım.

Etrafı incelemeye devam ettim. Birkaç kişi hüzünle yerde otururken birkaç kişi şifa kermitleri tarafından götürülüyordu. Fakat alandakilerin çoğu ejderhalarıyla eşleşmişti. Alanı tararken bakışlarım Elis ile kesişti. Ejderhasının yanında duruyor ve ışıltılı gülümsemeler ile bana el sallıyordu.

Bende ona gülümsedim ve kolumu ona el sallamak için kaldırmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü koluma ve oradan sırtıma yayılan ağrının şiddeti ile gözlerim kararmıştı. Gülümsemem yüzümden silinirken Katran ile aramızdaki bağın koptuğunu hissetmiştim. Kanatlarım sırtıma geri girip yok olurken Katranın sırtından sağa doğru aşağıya düştüm.

Bilincim açıkken Elis'in çığlığını ve çevredekilerin başıma üşüşmelerini hissetmiştim. Katran gırtlaktan gelen homurtulu bir ses çıkadı ve sanırım burnuyla dürtmeye başladı. Bilincim açıktı fakat kımıldayamıyor, ses çıkaramıyor yada gözlerimi açamıyordum. Bedenimin kontrolü bende değil gibiydi ve bu sinirlerimi bozuyordu.

Sırtımdaki ağrılar daha da dağılıp kollarıma ve enselerime de ulaşmaya başlamıştı. Dağılmasına karşın şiddetinden ödün vermemesi dişlerimi sıkmamı sağlamıştı. Katranın benden uzaklaştırıldığını ve aynı zamanda da karşı koymaya çalıştığını da hissediyordum.

Saçlarımın arasında yumuşak ve sıcak eller hissetmemle irkildim ve anında Elis'in güzel sesi kulaklarımı doldurdu. "Şşşt... Iyi olacaksın Isabella güven bana. Geçecek arkadaşım, geçecek. Dayanmaya çalış, şifa kermitleri gelmek üzeredir."

EJDER PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin