EJDER PRENSES °13°

8.6K 698 135
                                    

Amy aniden sıçrarken kaşları çatıldı. Endişeyle mırıldanırken "Mezun mu oldun? Çok geç kaldık Isabella." dedi.
Ne için geç kaldığımızı anlamazken kaşlarım çatıldı.

Ardından tekrar fısıldadı.

Çok geç kaldık.

*****************

Düşünceler zihnimde kor geziyor aç bir kurt gibi beynimin duvarlarını kemirerek başımı ağrıtıyordu. Aramızdaki sessizlik Amy'nin fıltısının ardından bir çığ gibi büyürken odadaki saatin tik taklayan sesi sinirlerimi zıplatıyordu.

Nefes alış seslerimiz saatin sesine eşlik ederken aramızdaki bu derin sessizlik düşüncelerimle deliniyordu.

Ne için geç kaldığımızı anlayamazken bana anlatmadığı eksik parçalar yüzünden iyice belirsizdi. Hayatım bir puzzle oyununa dönerken her aldığım bilgideki parçaları doğru yerlere yerleştirerek tamamlamaya çalışıyordum fakat daha önce de söylediğim gibi Amy tam bir kapalı kutuydu.


"Öncelikle Isabella, bunları sana anlatmak, gerçeği yıllardır sırtımda bir kambur gibi taşımaktan yoruldum. Sana gerçekleri ölmeden önce anlatabilmek benim yegane görevimdi ve görevimi tamamlamadan ölmekten korktum. Fakat artık sana herşeyi açıklayacağım. Sana bu gerçekleri her ne kadar alıştıra alıştıra anlatmak istesemde zamanımız daralıyor." zorlukla kurduğu cümleler ve sesindeki sıkıntılı tını canımı sıkmıştı. Bu kadar önemli ve ağır bir gerçek...

"Bana bir söz vermeni istiyorum Isabella. Senden bana inanmanı ve anlatacaklarım bitene kadar ne olursa olsun beni dinlemeni istiyorum."

Sarf ettiği sözler ile duraklasam da gerçeği öğrenme isteğim ağır basıyordu ve bu yüzden "Yüce Valyrian üstüne yemin ederim." dedim. Bu yemin söz üstüne kurulu yürekten gelmeyen bir yemindi. Çünkü ben artık Valyrian'nın kutsallığına inanmıyordum.

Amy derin bir nefes aldı ve buğazını temizledi.

"Isabella, kendinde hiç tuhaflıklar hayatında tutarsızlıklar hissetmedin mi? Mesela balıkçı bir babadan ve köylü bir anneden doğan kanatlı bir kayrat, hemde en üst seviyesinden özel yada kraliyet ailesinin sana hiçbirşey yapmadığı halde onlara duyduğun öfke, intikam hissi Isabella... Bunları gördüğün ve bildiğin halde umursamadın, sorgulamadın."

Evet farkındaydım. Bunların tümünün farkındaydım fakat umursamamış ve umursamamayı seçmiştim. Sorgulamamış hayatıma devam etmiştim fakat sorular aklımın bir köşedine kazınmıştı ve anlaşılan o ki bu gün yüzleşme günüydü.

Kısa bir duraksamanın ardından gözlerimi daldıkları yerden çektim ve Amy'nin benden herhangi bir tepki bekleyen yüzüne baktım. Buğazımdaki yumruyu yok etmek adına seslice yutkunduktan sonra dudaklarımı nemlendirdim ve kafamı devam etmesi için salladım.

Amy dalgınca benden gözlerini çekti ve duvara sabitledi. Yaşlılıktan kırışmış dudaklarını araladı ve konuşmaya devam etti.

"Annen ve baban, onlar kayrat geni taşımayan sıradan insanlar Isabella. Bu ne demek farkındasın değil mi?"

Birkaç dakika kurduğu cümleyi idrak edemedim. Nefesim kesilirken ani gelen kelimeleri kafamda toparlamaya çalışıyordum.

Bu basit cümle ile gözlerim hafiften dolmaya başlarken yutkunmayı buğazımdaki acı tadı dindirmeyi istedim. Kaşlarım çatılıken midem öfkeyle kaynamaya başladı fakat öfkem kendimeydi. Hayır demek, onlar benim gerçek ebeveyinlerim demek istiyordum. Ona karşı gelmek istiyordum fakat içimden birşeyler bana engel oluyordu. Bu söylediklerinin doğru olduğu biliyordum. Önceden de fark etmiştim fakat sorgulamamış geçiştirmiştim.

EJDER PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin