1

5.8K 434 114
                                    

Keyifli okumalar
💎

Genç adam elinde tuttuğu fotoğraf albümüne bakarkan içinin titrediğini hissetti. Gözlerinden akan Sıcak damlalar küçük kardeşinin fotoğrafının üzerine düştüğünde acıyla gözlerini yumdu ve titrek bir nefes verdi.

kız kardeşini kaybedeli tam 1 yıl olmuştu. Kardeşinin kanlar içinde ki bedeni aklına gelince ağzından bir hıçkırığın kaçmasına engel olamadı.

Tanımadığı bir şerefsiz o gün arabayla kardeşine çarpıp kaçmıştı...

Fotoğrafa son kez baktıktan sonra albümü kapattı ve yanda ki komidinin çekmecesine koydu. Bu albüme çok sık bakıyordu bu yüzden her zaman baş ucundaydı.

Ağır bir hareketle oturduğu yerden kalktı ve masanın üzerinde duran kırmızı çiçekleri eline aldı.

Çiçeklere kısa bir bakış attıktan sonra cebinden telefonunu çıkarttı ve ayın kaçı olduğuna baktı.

3 ocak...

Bugün neredeyse 100 kez tarihi kontrol etmişti ama hala bakmaktan kendini alamıyordu. Her baktığında içinin ürperdiğini hissediyordu.

Bugün kız kardeşinin doğum günüydü ve doğum gününü kutlamak yerine mezarını ziyarete gidecek olması garipti...

Masanın üzerinde duran araba anahtarını alıp evden çıktı. Çıkar çıkmaz yüzüne çarpan soğuk hava ile titrediği için üzerinde ki siyah montunun açık kalan fermuarını boynuna kadar çekti.

Ayakkabıları yerdeki beyaz karda iz bırakırken ezilen kardan çıkan sesle arabasına doğru ilerliyordu. Bu kış oldukça sert geçecek gibiydi.

Sadece bir kaç saniye dışarıda olmasına rağmen üşümüş ve kızarmış elleriyle arabanın kapısını açtı ve kendini şoför koltuğuna attı.

çiçekleri yan koltuğa bıraktıktan sonra hızlıca Arabayı çalıştırıp klimayı açtı. hava oldukça soğuktu ve mezarlığa gidene kadar ısınmayı ümid ediyordu.

Bir süre motorun ısınmasını bekledikden sonra gaza basarak boş yolda ilerlemeye başladı. Son günlerde yollar da oldukça sıkıntılı olduğu için pek fazla araç yoktu. insanlar dışarıya çıkmamayı tercih ediyordu.

Ama, Jeon Jungkook'un bugün kız kardeşini ziyarete gitmesi şarttı. Doğum gününde onu yalnız bırakamazdı.

Uzun süren bir yolculuktan sonra arabanın soğuktan buğulanmış camlarından mezarlığı görmeye çalıştı. Burası şehir merkezine oldukça uzaktı ve fazla ıssız bir yerdi. Kız kardeşini neden buraya gömdüklerini bilmiyordu ama her geldiğinde onun böyle korkunç bir yerde yalnız olduğunu düşünmek berbat hissettiriyordu.

Çiçekleri eline alarak arabadan indi. Vücudu Daha yeni ısınmasına rağmen tekrardan soğuk hava ile buluşmuştu.

Mezarlığın hemen ilerisinde gördüğü pansiyonla yüzünü buruştururken gergince ponsiyona doğru baktı. Burada kim kalmak isterdi ki?

Aldırış etmemeye çalışarak mezarlığa girdi ve yollarını ezbere bildiği kardeşinin mezarına geldi.

Görüş alanı hafif bulanıklaştığında nefesini verip soğuktan yukarı doğru çıkan dumanı gözleriyle takip etti. Burnunu çekerek kendini toparlamaya çalıştı. Ağlamayacaktı...

ağlamamalıydı...

Gülümsemeye çalışırken karı umursamadan mezarın kenarına oturdu.

Elinde çiçekleri karla kaplanmış toprağın üzerine koyarak geri çekildi. Kardeşini izliyormuş gibi uzun uzun toprağı izledi.

 𝑴𝒆𝒛𝒂𝒓𝒍ı𝒌|𝑱𝒖𝒏𝒈𝒌𝒐𝒐𝒌✔Where stories live. Discover now