6

2.8K 274 132
                                    

Keyifli okumalar
😘

Güneş ışınlarının perdesi açık pencereden yüzüne doğru vurmasıyla jungkook güçsüzce gözlerini araladı. Fazlasıyla uykusunun olduğunu hissediyordu bu yüzden mızmızlanarak duvar tarafına döndü.

Yastığına sıkıca sarılırken omuzlarında hissettiği ağrıyla yüzünü buruşturup inledi. Alışık olduğu rahat yatağından daha sert bir yatakta uyuduğu için vücudu tutulmuştu.

Üzerinde ki yorgandan kurtularak tek eliyle omzunu ovuşturdu. Uykusu vardı ama bu ağlıyla uyumak istemiyordu. Üstelik evinde değildi artık erken kalkmaya alışmalıydı.

Yatakta doğruldu ve ayaklarını yere doğru sarkıttı odaya garip bakışlar atarken ellerini siyah saçlarından geçirip zemine bastı. Çıplak ayakları soğuk zeminle buluştuğunda titrediğini hissetti ama bu hissi nedensizce seviyordu.

Oda da bulunan küçük banyoya gitti ve lovabonun önüne gelerek kendini aynadan inceledi. Göz altları normalden daha şişikti her zaman özen gösterdiği saçları bugün fazlasıyla yağlı ve kirli duruyordu. Yüzünü buruşturup musluğu açtı ve avuç içlerine soğuk suyu doldurarak yüzünü yıkadı. Aynı işlemi bir kaç kez daha yaptıktan sonra musluğu kapattı ve bakışlarını banyoda gezdirdi. Kısa bir duş alsa iyi olacaktı.

Derince iç çekip üzerinde ki beyaz t-shirt'ü çıkardı. Kış aylarında duş almaktan nefret ediyordu.

Duşun suyunu açarak bir süre ısınmasını bekledi su nihayet gerektiği kadar ısındığında küvete girdi.

Vücudu ılık su ile buluştuğunda ıslanan dudaklarının altından rahatlamak adına bir nefes verdi. Bir kaç gündür banyo yapmıyordu şimdiden iyi gelmişti. 

Saçını şampuanlayıp köpürtürken etrafa dolan vanilya kokusuyla derin bir nefes aldı. Bu kokuyu seviyordu...

Köpükler vücudundan akıp giderken bir yandan da bugün ne yapacağını düşünüyordu. bu pansiyona neden gelmişti? Asıl amacına gerçekten ulaşabilecek miydi?

Bugün için planı mezarlığa inmekti. Bu sefer her yeri didik didik etmek istiyordu. Girip çıkan herkes hakkında araştırma yapıp not alacaktı.

içinde garip bir cesaret hissettiğinde işinin bittiğine kanaat getirip suyu kapattı. Küvetten indiği sırada kapıda asılı olan beyaz havluyu beline doladı ve banyodan çıktı.

Sıcak banyodan çıkmasıyla birlikte üşüdüğünü hissederek hızlı adımlarla kıyafetlerini giyinmeye koyuldu. Mavi bir kazak altınada kot pantolonunu giyerek odasından çıktı.

Pansiyonun kendine has kokusu burnuna dolarken dar holde yürüyordu. Bu pansiyonu gerçekten sevmiyordu ama kardeşi için katlanmak zorundaydı.

Kardeşinin cesedinin nerede olduğunu bilmiyordu ve bu aklını oynatmasına sebep oluyordu. Akıl almaz bir durumdu bu.

Kahvaltı için yemekhaneye inerken pansiyonun giriş kısmına girdi. Sabah olduğu için içerisi koyu renklere rağmen biraz olsun ferah görünüyordu.

Etrafta bir şeylerle ilgilen pansiyon sahibi jung hoseok'u gördüğünde istemsizce onu izlemeye koyuldu. Ne olursa olsun herkesi dikkatlice incelemesi gerekiyordu.

Jung hoseok ona dün ki gibi garip gelmişti. Özellikle de yüzünden hiç eksilmeyen o garip gülümsemesi.

"Biraz daha gülümserse ağzı yamulacak."

Kendi kendine söylenirken hoseok'un ona doğru geldiğini yeni fark etmişti. Yüzünü buruşturup başını iki yana salladı.

"Günaydın jungkook-sshi. Rahat uyuyabildiniz mi?"

 𝑴𝒆𝒛𝒂𝒓𝒍ı𝒌|𝑱𝒖𝒏𝒈𝒌𝒐𝒐𝒌✔Where stories live. Discover now