2

3.8K 363 112
                                    

Keyifli okumalar
💟

1 ay sonra

Jeon Jungkook ilk kez kendini bu kadar garip hissediyordu. içinde adlandıramadığı bir duygu barındırıyordu. Ve gerçek şu ki bu durum onun hiç hoşuna gitmiyordu.

Belkide korkuyordu. Belki de merak ediyordu... Kardeşinin mezarına tekrar gitmek istiyordu ama o nottan sonra tedirginlik içini kemiriyor gibiydi.

Elinde tuttuğu sarı not kağıdınında göz gezdirdi. 1 ay geçmesine rağmen hala bu notu okuyordu.

'Doğum günün kutlu olsun Jeon Jiyoon.'

3 ocak...

Notta yazanları sesli bir şekilde tekrar etti ve aklını alt üst eden bu saçma notu kimin bırakabileceğini düşündü.

çevresi pek geniş değildi. Bu yüzden ne onu ne de kardeşini tanıyan pek fazla kişi yoktu.

Aklına bir tek kişi geliyordu ama o kişininde Seul'e gelip bu notu bırakması mümkün değildi.

Park Jimin olabilir miydi?

Jungkook Başını iki yana salladı ve sarı notu sinirle buruşturup masanın üzerine fırlattı.

Hyung'u Seul'de değildi. Ve ölmüş birinin mezarına doğum gününü kutlayan bir not bırakacak kadar salak olamazdı.

Park Jimin'i arayıp ona nottan bahsedebilirdi. bu notu onun bıraktığı fikrinin oldukça saçma olduğuna kanaat getirmişti. Belkide ondan yardım istemeliydi.

Başını ellerinin arasına alarak sesli bir şekilde inledi. Hyung'unu aramak istemiyordu. işleriyle çok meşguldu onu rahatsız edemezdi.

Korkuyordu... çünkü Nedense bu notu bırakan kişinin tehlikeli olduğunu düşünüyordu. Kız kardeşinin adını ve doğum tarihini bildiğine göre ya Jiyoon'u tanıyordu. Ya da Jihyoon'u araştırıp hakkında bilgi edinmişti.

Ama bir başka seçenekte notu bırakan kişinin belkide tek amacı masumca Jiyoon'un doğum gününü kutlamaktı. Sadece Bu ihtimali düşünmek istiyordu.

fakat bu olay gerçekten fazlasıyla garipti.

1 ay geçmişti ve bir notun daha gelme olasılığı düşüncesi beynini esir almıştı. Merak ediyordu. Oraya yeniden gitmeye korkuyordu ama içinde ki merak duygusu korkusunu bastırıyordu.

Başını iki yana sallayıp deri ceketini hızla üzerine geçirdi. O mezarlığa tekrar gidecekti. Botlarını hızla giydi ve evden çıktı.

Şubat ayında olmalarına rağmen bugün hava açıktı. O yüzden içi rahattı. en azından gökyüzünde ki güneş tedirginliğini biraz olsun dindiriyordu.

Arabasına binerek merkeze oldukça uzak olan mezarlığın yolunu tuttu. Mezarlık ormanlık bir anlandaydı ve fazla ıssızdı.

Direksiyondaki eli sıkılaşırken tüm dikkatini yola verdi. Mezarlığa her yaklaştığında kalp atış hızı artıyordu.

Düz yolda ilerlerken bakışlarını önünden geçtiği ağaçlara dikti. Ağaçlar fazlasıyla büyüktü ve tüylerini ürpertiyordu. Normalde huzur vermesi gerekirken koyu yeşil bu çam ağaçları onu korkutuyordu.

Sonunda mezarlık görüş alanına girdiğinde arabanın hızını azalttı ve taşlı yola girdi. karlar biraz olsun erimişti. En azından yollar açıktı.

Arabayı durdurdu ve emniyet kemerini çıkardıktan sonra arabadan indi. Yüzüne çarpan rüzgarla gözlerini yumdu.

Buradan korkuyordu...

Arabayı kilitledikten sonra bir iki adım attı ve her zaman yaptığı şeyi yaparak mezarlığın etrafını incelemeye koyuldu.

Her geldiğinde bunu yapıyordu. Bakışları Mezarlığın Hemen ilerisinde olan pansiyonda durduğunda dejavu olduğunu hissetti.

Bu pansiyon onu ürpertiyordu. buranın sahibini ve içerisinde kalan insanları merak ediyordu. Bu pansiyona hiç girmemişti ve doğrusu gireceğinide düşünmüyordu.

Ürkek bakışlarını pansiyondan çekti. yavaş adımlarla mezarlığa girdi ve düz yolda ilerlemeye başladı. önünden Geçtiği her mezarda titrediğini hissediyordu. Kendini mezarlara bakmaktan alıkoyamıyordu.

Üzerinde insanların doğum ve ölüm tarihlerinin yazılı olduğu mezarlar...

Ölüm gerçekten garipti.

Kız kardeşinin mezarına geldiğinde olduğu yerde durdu ve mezarı inceledi.

Jeon Jiyoon

2011-2017

Gözünün önündeki rakamlar bulanıklaştığında ağlamamak için göz yaşlarını geri göndermeye çalıştı. Kız kardeşinin altı yaşında ölmesi kötüydü. öldüğünde sadece altı yaşındaydı.

soğuktan üşümüş Burnunu çekti ve mezara biraz daha yaklaştı. Bir not daha bulmamayı umuyordu.

Gözleriyle mezarı iyice taradı. Eski notun bulunduğu yere baktığında aynı yerde yeni bir not görmesiyle dudakları aralanırken beyninden vurulmuşa döndü.

Bir not daha bulmuştu...

Biraz korkak biraz da meraklı bir şekilde yine sarı renkteki kare not kağıdını eline aldı.

Çekik Gözlerini bir kaç kez kırpıştırdı ve notu okudu.

'Bugün okula başladın. Tebrik ederim. Jeon Jiyoon'

7 şubat...

Gözleri hayretle büyürken elini hızla atan kalbinin üzerine koydu. Anıları gözünün önünde canlarırken ellerini siyah saçlarından geçirdi. Evet bugün ayın yedisiydi ve Jiyoon gerçekten de bu tarihte ana okula başlamıştı.

Kendisi bile bunu unutmuşken notu bırakan kişi nasıl bunları bilebiliyordu. Artık gerçekten de korkuyordu. Bu işte kesinlikle bir şeyler vardı.

Üzerinde ki şaşkınlık devam ederken gözleriyle etrafı inceledi. Burada yine canlı birileri yoktu.

ilk başta gelen notu ciddiye almamaya çalışmıştı ama artık bu olayı araştırmanın zamanı gelmişti.

Notları kimin bıraktığını bulacaktı.

Notları kimin bıraktığını bulacaktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
 𝑴𝒆𝒛𝒂𝒓𝒍ı𝒌|𝑱𝒖𝒏𝒈𝒌𝒐𝒐𝒌✔Where stories live. Discover now