Canlarımm, yeni bölüm geldi. Umarım ki beğenerek okursunuz. Nasıl yazım nasıl ettim inanın bilmiyorum. Finalden dolayı halâ şoktayım. Nasıl çıkarım Allah bilir. Haydi bölüme geçin daha fazla beklemeyin.
Desteğinizi esirgemeyin, mutlu ve bol kahkahalı okumalar😂😍😘❤
ASLI'NIN AĞZINDAN:
Gözlerimin içine içine inatla bakıyor, Trabzon'un balta girmemiş ormanlarından kaçmış panda yavrusu! Bana meydan okumak neymiş göstereceğim ona. Hayır, şu dünyadaki hangi akıllı insan gelip bana meydan okur ki? Hadi bakalım Aslı, gazan mübarek olsun yavrum.
Mikrofondan gelen sesle düşüncelerimden sıyrılmış, hiçbir zaman sevmediğim ve sevmeyeceğim o müdür konuşmalarından birini dinlemeye başlamıştım.
Ben Can Müdürün diğer müdürlerden farklı olacağını düşünmüştüm ama yanılmışım. Tam tamına yirmi sekiz dakikadır günün anlam ve önemine hitaben hazırladığı konuşmasını yapıyordu. Ne yalan söyleyeyim on dakikayı geçince dinlemeyi bırakmıştım. Sağıma soluma baktığımda öğrencilerin ve öğretmenlerin de benimle aynı durumda olduklarını gördüm. Aklıma gelen fikir ile çantamı biraz uzağımda duran panda yavrusunun kucağına bırakıp kürsüye doğru ilerledim. Can Bey, tam bitiş konuşmasına yakın bir söz söylediğinde mikrofonu elinden alıp konuşmayı deviraldım.
" Müdürümüze bu anlamlı konuşması için çok teşekkür ederiz. Şimdi de İstiklal Marşı törenine geçiyoruz. Rahat! Hazır Ol! Dikkat! "
Can müdür mikrofonu elinden alınınca şaşırsa da hiç bozmamış, törendeki yerini almıştı. İstiklal marşını yönettikten sonra çocuklar sınıflarına dağılmış, biz öğretmenler de öğretmenler odasına geçmiştik. Arada bizim panda yavrusunu kontrol ediyordum, her an ne yapacağı belli olmazdı. Duyuru panosunun oraya geçmiş ders programıma bakarken, görevli bayan Can Müdürün beni çağırdığını söyledi. Tamam anlamında başımı sallayıp aynı koridordaki müdür odasına doğru yol aldım. Kapıyı iki kere tıklatıp odanın içerisine girdim.
Ben yanlış odaya mı girdim acaba? Diye düşünmeden edemedim. Neden mi? Şaşalı ve aşırı gösterişli bir oda yerine açık renkli gayet sade bir odadaydım. Bir haftada nasıl da değilmişti burası?
Şaşkınlıkla Can Bey'e bakarken, eliyle beyaz renkli masasının önündeki tekli koltuğu gösterdi. Tam geçip koltuğa oturacağım vakit odanın kapısı açıldı ve panda yavrusu izin isteyerek içeriye girdi.
Ne kadar da nezaketli ve saygılı bir panda yavrusu!
Kendisi de karşımdaki tekli koltuğa oturunca Can müdürümüz ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.
" Arkadaşlar umarız ki güzel ve sorunsuz bir eğitim öğretim yılı geçiririz. Sizleri buraya çağırmamın bir nedeni var. Sizlerle iş görüşmemizde sınıflara ders anlatmanız konusunda anlaşmıştık lakin bir sorunumuz var. Biz dersler dışında da okulda çeşitli derslerde kurslar veriyoruz. Malesef bu sene ayreten bir öğretmen alımı yapamıyoruz. Diğer derslerin hocaları ayarlandı ben de matematik ve müzik dersleri için sizleri düşündüm. Sınıflarda işleyeceğiniz ders saatlerini düşürüp, öğrencilere okuldan sonra kurs vermenizi istiyorum. Sizlerin de fikrinizi almak istedim Okulumuzda derslerde genelde seviye ayrımı yapılır. Mesela on ikinci sınıflarda matematiği iyi olanlar, orta olanlar ve kötü olanlar ayrılır. Böylelikle daha iyi verim alınıyor. Ali Bey siz on ikinci sınıflarda en iyi seviyedeki sınıfı alacaksınız. Aslı Hanım siz de okulumuzun müzik grubunu çalıştıracaksınız, koro da dahil. Kabul ediyor musunuz? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRABZON BURMASI ( TAMAMLANDI )
HumorMizah#7 Aslı ile Ali'nin hikâyesi, kuymağa gevrek banmak gibiydi. 《《《《《《《》》》》》》》 İzmir'in boyozundan gevreğine, denizinden midyesine delicesine sevdalı olan, mahallesinin atanamayan deli dolu müzik öğretmeni Aslı MENEMEN. Trabzonun kuymağın...