22.Bölüm: İtiraf vakti

16.3K 1.2K 138
                                    

  Canlarım merhaba, yeni bölüm geldi umarım beğenerek okursunuz. Artık yavaş yavaş asıl kurguya gelmeliyim diye düşünüyorum.

Bölüm günlerimiz salı ve cuma  günleri olacak.

Desteğiniz için çok teşekkür ederim. Sizleri çok seviyorum😍😘❤

BÖLÜM ŞARKISI:
Ece Mumay: Vazgeç gönül

    ~~~~~~~~~

  ASLI'DAN:

  İşte şimdi köşeye sıkışmıştım. Okudum desem ayrı dertti ama okumadım desem yalanım felaketim olacaktı. Ben ne diyeceğimi bilemezken, Ali gözlerimin içine baka baka sabırsızca benden bir yanıt bekliyordu.

Aradan benim için uzun bir süre geçmesine rağmen, Ali inat etmiş bir türlü beni bırakmamıştı. Gözlerimi gözlerine diktiğimde umutsuz bir çocuğun bakışlarını görmüştüm. Umutsuz çocuk olur muydu ki?

  Son defa yalvararak beni bırakmasını istedim ama fayda etmedi. Şimdi okudum desem, neden okumadım  dedin diye soracak, beni daha da köşeye sıkıştıracaktı. Daha kendime bile yeni itiraf etmişken ve en önemlisi Ali beni istemiyorken, ona kendisini sevdiğimi söyleyemezdim değil mi? Bu yakınlık devam ederse kalp krizi geçirme olasılığım da yükselmeye devam ediyordu? Off ne yapacağım ben?

" Aslı artık söyleyecek misin? "

" Yeter Ali yeter! Beni köşeye sıkıştırıp da kafana göre davranamazsın! Şimdi çekil önümden yoksa yapacaklarımdan ben sorumlu değilim! "

Artık dayanamayıp panda yavrusuna avazım çıktığı kadar bağırmış, içimi dökmüştüm bir nevi. Bana bunları yapmaya hakkı yoktu.

Kaşlarım çatık halde kendisine bakıyorken, çarpık gülümsemesiyle aklımı bulandırmaya başlamıştı. Biraz daha yüzünü yüzüme yaklaştırıp gözlerini gözlerime sabitledi. Sinir oluyordum, bunu yaptığında, sevmiyordum.

" Söyle bakalım İzmir'in en yalancı cadısı. Bana ne yapabilirsin? "

Sakin ol sakin diye diye kendimi yedim bitirdim ama sabır da bir yere kadar değil mi? Beni öyle küçümsemeyecekti. Şimdi gösteririm ben ona yalancıyı cadıyı.

  Gözlerimi kısarak hınzır bir gülümseme takındım ve düşündüğümü yapmak için harekete geçtim.

" İşte bunu panda yavrusu! " dedim ve Ali'nin üzerine atlayıp çelme takarak yere düşürdüm. Daha kendisi ne olduğunu anlamadan üzerine çıkıp Allah ne verdiyse vurmaya başladım. Vurdukça daha da çok sinirleniyordum. Sinirimin geçmesi gerekmiyor muydu?

Bir süre hiçbir şey yapmadan duran panda yavrusu, gözlerime meydan okurcasına baktı ve aniden beni üzerinden atıp kendisi üzerime çıktı. İki kolunu da başımın yanlarına koyup  gözlerimin içine baka baka canımı yakacak sözleri söylemeye başladı. 

" Aslı, neden yalan söyledin? Neden okumadım dedin? Bilmiyorum ama bir daha söylüyorum, sakın bana karşı duygular besleme, canı yanan sen olursun. En kısa zamanda da bu saçma oyunu bitireceğiz. Aileme de bana da çok alışmasan iyi olur.  "

Gözlerim yaşlardan dolayı yanıyordu ama kalbim yangın yerine dönmüştü. İfadesiz yüz halimi takınarak soğuk bir sesle konuşmaya başladım. Artık sözümü esirgeyemezdim.

" Merak etme Ali, senin gibi bir korkağa kalbimi verecek kadar salak değilim. İkide bir bana aynı şeyleri söyleyip durma. "

Benden böyle bir tepki beklemiyor olmalıydı ki şaşkın şaşkın gözlerime bakmaya başladı. Daha ağzını açmadan konuşmama devam ettim.

TRABZON BURMASI ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin