GREEN

394 29 2
                                    

Kapı çaldığında, elimi oynadığım saçlarımdan çekip kapıya baktım. Gir dedikten sonra, Chane sadece kafasını içeri soktu.

"Gidiyorum, seni de bırakayım mı?" Çantamı aldıktan sonra kafamı aşağı yukarı sallayıp güldüm. Sabah sabah aşırı enerjik olan Chane saçlarımı bozarken kahkaha attım.

Merdivenlerin başındaki babamı gördüğümde, gülümsemem yüzümde donmuştu. Git gide düz bir ifade alırken bana baktı.

İri yeşil gözleri, bana ulaşmaya çalışırken onu reddetmiş ve hızlıca yanından geçerek dışarı çıkmıştım. Bir süre daha baksaydım, içimde bir yerlerde gizlediğim özlemin ortaya çıkacağını düşünmüştüm. Ve bunun olmasını istemiyordum.  

Chane geldiğini omzuma dokunarak belli etmişti.

"Babam," Yutkundum ve gözlerine baktım.

"Neden gelmiş biliyor musun?"

"Birkaç evrak getirmiş," Arabaya bindikten sonra devam etti.

"Boşanma davası ile ilgili." Anladığımı mırıldandıktan sonra kafamı cama yasladım.

Beni okula getirene kadar konuşmadık. Yol kısa sürdüğü için,  çabuk gelmiştik. Arabadan inerken teşekkür ettim, o da yanağımdan makas aldı.

Sınıfa geldiğimde gözlerim ilk Hwamin'i aramıştı. Beni görünce yanıma gelmişti. Hwamin, kollarını bana dolarken sıraya birlikte oturduk.

"Gözlerinin altı morarmış,"

"Uyumadım, daha doğrusu uyuyamadım."

"Neden?" Gözlerimi aşağı dikerken düşündüm.

"Saçma rüyalar gördüm, sanırım."

"Amy!" Birden bağırınca korkup sıçradım.

"Ne?!"

"Jimin'le konuşuyor musun?"

"Buluştuktan sonra birkaç kez aradı, fakat fazla meşgullermiş, bu aralar konuşmuyoruz. Run şarkısını biliyorsun değil mi?" Ellerini birleştirip iç çekti.

"Evet, Taehyung mükemmeldi." Dilimle ses çıkarırken güldüm.

"Benden nefret eden, ve geçen gün sana seni yiyecek gibi bakan Taehyung mu?"

"Kim, saçmalama!" Kaşlarım kalkarken birkaç saniye böyle kaldım.

"Uzunca bir süre bakıştınız, sana nasıl baktığını fark etmedin mi?" Uzun kelimesini uzatarak söylediğimde omzuma vurdu.

• • • •

"Loizeau?" Bugün, herkes kendi seçtiği şarkıyı söyleyecekti. Bunu tatilden sonra durumumuzun nasıl olduğunu anlamak içindi sanırım, bilemiyorum. Öğretmen, birkaç kişiden sonra beni seçmişti. Kişi listesine bakınca en ilginç ben geliyordum büyük ihtimalle.

Hafif bir heyecana kapıldığım için boğazımı temizledim ve tahtaya ilerledim. Tırnağımla parmağıma baskı yaparken tahtanın ortasına geldim.

we all fall in love sometimes | jeon jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin