☀ 0.8 let's eat sth

7.2K 610 234
                                    

Merhaba! Ben geldim,tatilim başladı,artık sizinleyim,biraz ara bir bölümle karşınızdayım,artık uzun aralar yok kk Yaşasın yaz! Bol bol oy vee yorum yapın ki ben de şevkle yazayım,size bir sürü sürprizim olacak bu yaz yüzbinmilyon tane kitap yazabilirim,tabi isterseniz :') Şimdi,hadi okumaya!

Medya beni öldürüyor bu arada söylemeden geçemedim.

[Gelecekten bir kesit] #

"Jimin! Yapma-"

"Haneul, ben koş dediğimde arkana bile bakmadan kaçacaksın."

"HAYIR-asla -JİMİN SEN OLMADAN---"

Minik avcunun içini ağzıma bastırıp beni susturduktan sonra tekrar köşedeki kolonun arkasından ileriye baktı.Ayak seslerini duyabiliyordum,geliyorlardı.Ağzımdaki elini çekip,saçlarımda gezdirdi.Ne diyeceğini çoktan anlamıştım,ama başımı hayır anlamında sallamaktan başka yapacak bir şeyim yoktu.

"Cafuné..."

#

Günümüz;

"Yeter.Gerçekten bıktım artık!"

Masaya sertçe vurduğum için acıyan elimi ani yükselişimi bozmamak için masanın altından ovuştururken Yong sunbae gözlüklerini çıkarıp masaya bıraktı ve ellerini masanın üzerinde birleştirip,dikkatini bir şeye yoğunlaştırdığında yaptığı gibi kaşlarını kaldırdı.

"Yine mi boş siyah bir tehdit kağıdı aldın?"

Başımı dönen sandalyemde geriye doğru yaslayıp boynumun çıtlamasıyla rahatlamayı umdum.

"Aptalca.Çok saçma.Günlerce uyanık kalmam gerekse de bu iğrenç şakayı yapanı bulacağım.Bunun bir tehdit olduğunu kim söyledi ki hem!"

Kendi sesimin kendi beynimde çalkalanmasıyla iş arkadaşlarımın bakışlarının üzerime yoğunlaşmasına aldırmadan ayaklandım.Bunun bir tehdit olduğunu söyleyen kişi aklıma geldiğinde Yong sunbae odanın içinde topuklularla bir oraya bir buraya yürüyüşümü takip ediyordu.

Jimin bana yaralıyken, cebinde bir tehdit mektubu olduğunu biliyorum, demişti. Yong sunbaeye "İşten erken çıkıyorum beni idare eder misin?" dedikten sonra cevabını beklemeden itirazından kaçarak kendimi koridordan çıkışa koşarken buldum.Bir kaç garip bakışın ardından acele etmemem gerektiğini iç sesimle kendime tekrarlayarak aynaya bakma isteğimi bastırdım.Kapının önünden geçen taksiyi heyecanla durdururken evin yerini hatırlamamın bu kadar kolay olmasına şaşırdım.Sonunda onu tekrar görmek için bir bahanem olduğuna sevinen çocuksu yanımı azarlayıp içimdeki yerine oturttum.Ve dikiz aynasından çaktırmadan yüzümü incelediğimde,yüzümün normal gözüküyor oluşuna içimin rahatlamasıyla sırtımı koltuğa yaslayıp camı araladım ve rüzgarın rahatlatıcı serinliğini içime çektim.

Kirpiklerimin arasına kadar sızan rüzgarın yavaşlamasıyla girdiğim ara sokağa gözlerimi açtım,arabanın orta kısmına doğru yaklaşıp yolu kontrol ederken gözüme takılan lacivert eski model bir arabanın savcılık binasından beri arkamızdan geldiğini anladığımda aynı araba olup olmadığını kesinleştirmek için plakasına baktım,her şeyden şüphelenerek hayatta kalabildiğim bu tehlikeli dünyada bazıları takıntılı olduğumu düşünse de işime yaramayacak olsa dahi canımı sıkan araçların plakasını ezberler ve içime bir kurt düşüren şeyleri asla unutmazdım.Ve bu araba kesinlikle benim bindiğim taksiyi takip ediyordu,aptalca bi hata yapıp gözlerimi yolculuk boyunca kapattığım için bunu taksicinin tarif ettiğim sokağa girip yavaşlamasıyla fark edebilmişti.

Cafuné ☽ park jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin