☀ 1.6 he's back

4.2K 437 123
                                    

Medya;Broken Back- Better Run

Çamura batıp çıkan botlarımın mahvolmasına aldırmadan hızla ilerliyordum.Arkama bakarsam sanki bütün büyü bozulacak ve kötülük beni ele geçirecek gibiydi.Yaşamın döndüğü yerden epey uzaktaydım ve burası eski de olsa bir cinayet mahaliydi. Neredeyse hiç ev bulunmadığı için uzaktaki kulübenin sahibi de bir süre önce öldüğü için yalnızca ara sıra sönüp ardından titrek sarı bir ışıkla yanmaya devam eden sokak lambasından başka hiç ışık kaynağı yoktu.Elimdeki feneri ise bilerek yakmamıştım.Tam bir açıklığın ortasında hiçliğe doğru koşan bir ışık kaynağı çok açık bir hedef oluşturabilirdi. Amirimin buraya gelmeme kesinlikle karşı çıkmasına rağmen,bu adamın ölümünün bir intahar olmadığından neredeyse emindim,sadece kanıta ihtiyacım vardı.Ve o kanıtı ne olursa olsun bulmayı aklıma koymuştum.

Bir şeyi aklıma koyup çabaladığımda onu elde edene kadar asla durmazdım.Ve işte şimdi zangır zangır titreyen ve hızlı adımlarım yüzünden yükselen ateşimle cayır cayır yanan ellerimin arasında uzun bir süredir peşinde koştuğum kanıt duruyordu.Etrafta tek bir nefes sesi bile duymasam da kendimi içgüdüsel bir şekilde tedirgin hissediyordum.Bugüne kadar önsezimde bir kez bile yanılmamış olduğum için - hafif bir tereddütle kendimi kandırmam sayılmazsa- hiç yanılmamıştım.Ölü adamın kulübesinin hemen arkasında kocaman bir ağıl vardı ve içinde hayaletlerin dolaştığını düşündüğüm kulübeden daha güvenli geldiği için oraya koşturuyordum.Çamurun sımsıkı ve neredeyse katı olması sebebiyle doğru adımı atmazsam bileğimi bile kırabilirdim.Ve tam soruşturmamın en can alıcı noktasında bunu yapmak istemiyordum.

Kilidi açık olan kapıyı rengi bordodan kahverengiye dönmüş botumla ittirdim ve içerden gelen koku bir süre yüzümü buruşturmama sebep olsa da duvar kenarının kıyısından içeri doğru ilerlerken bir yandan telefonumu çıkarıp amirimi aradım.İkinci çalışta açtı.

"BULDUM! Adamın intahar etmediğine dair kanıtı buldum! "

"Bana sakın cinayet mahaline gittiğini söyleme Haneul."

Ayağımla yerdeki samanları itelerken elimle ahırın ışığını açmaya çalışıyordum,amirimin azarını zaten göze almıştım,ama şu an kanıtın heyecanını paylaşmaya ihtiyacım vardı.

"Yerin bir önemi var mı? Dinleyin,maktul ölmeden iki gün önce eline 10 gün sonra ulaşacak bir bilgisayar oyunu sipariş etmiş ve bir yıllık premium üyeliğini peşin satın almış.Kendini evinin bahçesindeki ağaca asacak bir adam bunu yapar mı?"

Karşıda kısa bir süre sessiz kalan amirimin bana hak vermesini umarak sabırsızca ışığı arıyordum ki bir an telefondan gelmediğine emin olduğum bir ses duydum.Bulunduğum yapının dışından uzak bir yerden küçük bir taş düşmüş gibi bir ses geldi.

"Haneul,her neredeysen hemen merkeze gel.Bulduğun kanıtın birinci dereceden bir kanıt olmadığını biliyorsun.Sana bu işi eşelememeni söylemiştim."

Cevap vermeden sesi geldiği yere doğru ilerlediğimde karşımdaki küçük pencerenin yanına kocaman sakin adımlar atarken silahımı çıkarıp mermiyi namluya sürdüm.Bunun sesini duyan amirimin telaşla yerinden kalktığını duydum.

"Sana destek göndereceğim,orayı olabildiğince çabuk terk et savcı park,sakın olaya karışma.Anladın mı?"

Cevabımı beklemeden telefonu suratıma kapatan amirimin yerimi zaten bildiğini düşündüğüm için kendimi telkin etmeye başladım.Şu an bu sesin sahibinin katile ait olduğunu nereden çıkarıyordum? Belki de yalnızca canı sıkılmış bir geyik olabilirdi.Sırtımı duvara yaslayıp sağ arkamda kalan pencereden bakabilmek için gücümü topladım.Dışarı baktığımda hiçbir şey göremedim.Ama sanki hiçliğin ortasında bir hareketlenme olmuş gibiydi.Birkaç dakika sağır edici bir sessizlikte bekledikten sonra tam rahatlamak üzereydim ki,işte tam o sırada bütün ihtimalleri çürüten kocaman bir dağ jipi çamurda derin bir patinaj çekerek doğrudan ahırın kapısını kırıp içeri girdiğinde öyle şaşırmıştım ki araçtan inen adamların gölgelerini gördüğümde silahı onlara doğrultmayı akıl edebilmiştim.

Cafuné ☽ park jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin