1.9

993 136 32
                                    

Fic nasıl gidiyor sizce kelebeklerim merak ettim bnc güsel fjfıfıg

I luv u

Yemekhane ne çok kalabalık, ne de çok boştu.

Masaların neredeyse hepsi tutulmuştu ama çoğunda 2 veya 3 kişi oturuyordu. Minhyuk ve Hoseok da bunlardan biriydi.

İkisi de sessizce yemeklerini yerken birden bir ses duyuldu. Yemekhanedeki uğultunun kesilmesine ve yemek çubuklsrının masaya hızla konulmasına sebep olan bir ses.

"Ben konuşurken yüzüme bakmalısın hayatım." Minhyuk ve Hoseok aynı anda birbirlerine baktılar. Sesi tabii ki tanımışlardı.

Minhyuk hızla kafasını sesin geldiği yöne çevirdi. Hyunwoo piçi, Kihyun'un bileğini tutmuştu ve alaycı bir şekilde gülümsüyordu. Kimse endişeli değildi, engel olmaya veya ufak olanı korumaya yeltenmiyorlardı. Hyunwoo böyle biriydi işte.

"Minhyuk, sakin ol. Okuldayız, hiçbir şey yapamaz. Şu an senin tavrını ölçecek emin ol. Sadece bunun için yapıyor. Bunu unutma."

Sarışın olan tüm öfkesini yutmaya çalıştı ve sıktığı masayı bıraktı. Kafasını yavaşça sallayıp arkadaşına baktı. "Beni deniyor. Ama buna kanmayacağım."

Derin bir nefes alarak ayağa kalktı ve tepsisini eline aldı. Yemekhanede tek bir kişi bile kıpırdamıyordu. Oturanlar oturmaya, ayaktakiler de öylece dikilmeye devam ediyordu.

Masa ve sandalyelerden sıyrılıp ortadaki boş alana çıktığında tüm bakışlar kendisine çevrilmişti. Hyunwoo ve Kihyun'un hemen dibinde olan çöp kutusuna doğru ilerledi. Yine de olan biteni umursamıyor gibiydi.

Hyunwoo'nun bakışları ve alaycı gülümsemesi kendisine yönelmişti ama bir kez bile ondan yana bakmadı. "Hadi ama Kihyunie~ Dün gece biraz fazla sert olduğum için mi böyle alıngansın?"

Seni kapana kıstırmaya çalışıyor.

Minhyuk tepsisinde arta kalanları çöpe boşaltırken dediklerini dinlememeyi tercih etti. Kihyun'la arasında bir metre vardı. O çocuk orada korkarken, acı çekerken kendisi hiçbir şey yokmuş gibi çöpe yemek döküyordu.

Özür dilerim güzelim. Sana bunları yaşattığım için.

"Sen bu konuda ne düşünüyorsun... " Tam doğrulup arkasını döneceği sırada ismini duymasıyla duraksadı." Kihyun?"

"Hangi konuda?" Ciddi ve duygusuz bskışları Hyunwoo ile birleştiğinde bile kendinden ödün vermemişti. Hyunwoo gülerek, karşısındaki sarışına baktı.

"Ne de olsa onu tanıyorsun, nasıl davranmamdan memnun olur?"

Minhyuk boşta kalan elinin deli gibi titremesi üzerine yumruklarını sıktı. Ardından güldü ve omuz silkti. "Bilemiyorum. Üzerinden kaç kişi geçti. Ki önemsediğim bir detay değildi."

Özür dilerim Kihyun.

Hayal kırıklığı ve şaşkınlık dolu bakışların ağırlığı üzerinde ezilmek üzereydi Minhyuk. Kalkan olarak kullandığı o duygusuz ifade yıkılmak üzereydi. Elini saçlarının arasında gezdirdikten sonra mırıldandı.

"Kendi aranızda halledin, anlarsın ya." Hyunwoo'ya karşı taktik veren bir dost gibi görünüyordu. Kihyun'u da fazlasıyla küçük düşürmüştü. Ama hepsi onun iyiliği içindi.

Minhyuk arkasını dönüp Hoseok'a gelmesini işaret eden bir bakış attı. Gözleri doluyordu ve tüm vücudu titriyordu.

Dayanamıyordu.

Incomparable | Kihyuk TextingUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum