2.0

945 136 28
                                    

"Çok iyiydin dostum. Tanrı aşkına!" Minhyuk okul bahçesinde sıkıntılı bir şekilde ilerlerken bir yandan da yanında kendisini övmeye devam eden arkadaşını dinliyordu.

"Sen arkanı döner dönmez, Hyunwoo'nun birden yüzü düştü. Kihyun'un bileğini bıraktı. Suratına bakmadı bile. Yani ona buluşmasının tek sebebi sensin, ilgisini bile çekmiyor."

Bu iyiydi. Kihyun ondan nefret bile ediyor olabilirdi ama güvende olması her şeyden daha önemliydi onun için. Bunu düşünerek rahatlamaya çalıştı. "Korkak herifin tekiyim!"

"Ne saçmalıyorsun?" Hoseok, gözlerini devirerek etrafına baktığı an gördüğü kişilerle duraksasa da Minhyuk'un henüz görmesini istemediği için bir yol düşündü.

"AMAN TANRIM!" Minhyuk hızla sağına bakıp yerde yatan arkadaşına baktı. "Ne oldu lan?"

"Ayağım taşa takıldı. Bileğimi burktum. Çok acıyor."

"Hoseok, saçmalama da kalk. Bağırmayı da kes. Herkes bize bakıyor. Yeterince gündeme geldim zaten bir de sen başlama." Mızmızlanmaya devam eden arkadaşının kolundan tutup kaldırdı ve yürümeye devam etti.

"Cidden acıyor mu?" diye mırıldandı arkadaşını önemsemediğini düşünerek. Kırmış olabilirdi.

Hoseok yalandan somurtarak arkadaşıyla oynamaya karar verdi. Çünkü saat 2 yönünde Kihyun ve uzun ultra süper yakışıklı arkadaşı Hyungwon vardı. "Acıdı evet."

"Hoseok, bana trip mi atacaksın?" Kafasını sağa sola sallarken sarı saçlarının ucundaki mavi tutamlar alnına dökülmüştü. "Hayır, şuradaki dondurmacıdan bana dondurma alırsan atmam."

Evet, dondurmacı da saat 9 yönündeydi ve onlardan uzaklaşmak için iyi bir fırsattı. Minhyuk kendini berbat hissediyorken ve suçluluk duyarken Kihyun'u görürse eğer hoş olmazdı.

"Pekala, mızmız bebek." Kafasını iki yana sallayarak tchladı ve oraya yöneldi. Birkaç adım arkasından gelen Wonho ise sevinç dansı yapmakla meşguldü.

Onu garipseyerek izleyen uzun boylu ultra süper yakışıklı çocuktan bi'haber halde.

Incomparable | Kihyuk TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora