17. Bölüm: Sırlar Aydınlanıyor

1.3K 101 160
                                    

Yekta'nın Ağzından:
Asel arkamdan seslenince yerimde duraksadım. Arkamı dönüp cevap bekleyen gözlere baktım.
"Biraz özleseydin Pinokyo. Yeni ayrıldık."
"Saçmalama ya." Utanmak dünyada en çok ona yakışıyordu. Çok masumdu. Benim bir anda kızlara karşı önyargımı çekip aldı. Yine de güvenmemem gerekti.

"Kendini üzme olur mu hiçbir şey için."
"Olur." Gülümseyerek arabasına bindi. Bu kız benim saçmama sapan sırıtmalarıma yol açıyordu.
"Ne diyormuş Asel kankam?"
"Hiçbir şey için üzülmememi."
Konuşurken hâlâ sırıtıyordum.

"Bu Beril ile bu kadar samimi olma."
"Samimi değilim zaten. Sırf babam istediği için."
"Dışarıdan öyle gözükmüyor. Eğer böyle devam edersen zarar vereceksin. Seni düşündüğüm için diyorum."
"Babamla konuşacağım zaten. Başka arkadaş edinsin kendine."
"Asel de bir açıklama bekliyor senden farkında mısın?"
"Almila'ya mesaj at. Bu akşam buluşalım. Bende herşeyi anlatıyım."
"Tamamdır."

İlk önce eve uğrayıp okul kıyafetlerinden kurtulduk. Telefonu alıp yatakta Ayaz'dan haber bekledim. Aradan yarım saat geçtikten sonra mesaj geldi. Kızlar sahile gitmek isteyince Ayaz'da kıramamış. Neyse mekânın bir önemi yoktu şimdilik. Arabanın anahtarını alıp Filiz'e seslendim.
"Ben çıkıyorum. Yemeğe beklemeyin."

Cevap almadan arabaya koştum. Asel'e bugün sadece Beril'i değil annemi de anlatacağım. Böylelikle kızlara karşı neden böyle olduğumu sorgulamaktan vazgeçer belki. Bu düşünceler sayesinde yolun nasıl geçtiğini fark etmemiştim.

"Selam gençlik."
"Sonunda. Hem telafi edeceğim diyorsun hem de geç kalıyorsun."
"Bakıyorum da formundasın yine Asel Hanım."
"Sende çok keyiflisin Yekta Bey ve inan bu çok sinir bozucu."
"Çok konuşmada biraz dolaşalım ne dersin?"

Bu ani atağım karşısında şaşırdı. Tabii benden beklenmedik hareketlerdi bunlar.
"Dolaşır dolaşır." Almila, Asel'in yerine de kararı çoktan almıştı.
"Peki madem."

Onlar bankta otururken bizde dolaşmaya başladık. Kuşun ve dalganın rahatlatıcı sesi karışınca muazzamdı. Manzarama bir de Asel dahil olmuştu. Doyasıya izlenecek bir hâl aldı.
"Ne diyeceksin bana?"
"Birşey diyeceğimi nereden bildin?"
"Sürekli suratıma bakıp duruyorsun ve senin benimle dolaşman normal değil."

Güzelliğin konuşturduğun kadar zekânı da devreye sokuyordun.
"Asel ilk önce Beril konusu açıklığa bir kavuşturalım."
"Yekta bir kez daha canım yansın istemiyorum."
"Bende istemediğim için konuşmaya çalışıyorum ya. O yüzden izin ver."

Sustu ve gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Beril, aile dostumuzun kızı. Annesi ile babam çok yakın arkadaşlarmış. Beril'in babası da yok. Yani biz bilmiyoruz. Şu hayatta değer verdiğim tek şey babam. Rica etti bende kıramadım. Farkındayım Beril herşeyi fırsata çevirdi. Ama birşey diyemedim."

Ben anlattıkça Asel'in yüzündeki tebessüm genişledi. Bu da benim rahatlamama neden oldu.
"Bende sandım ki."
"Beril ile sevgiliyiz. Öyle mi?"
"Evet."
"Asel, benim kızlarla konuşmamı sağlayan kişi sensin. Ben yeni yeni bu duruma alışmışken bir kıza gidemem."

Beni öyle güzel dinliyordu ki insan karşısında hiç susmak istemiyordu.
"Bu konuda çözüldüğüne göre gidelim mi bizimkilerin yanına?"
"Bir konu daha var aslında. Yani sana anlatmak istediğim."

Ben böyle deyince bir tedirginlik bürüdü yüzünü.
"Di...dinliyorum."
"Benim kızlara karşı neden böyle olduğum ile ilgili."
"Annenden dolayı."
"Evet ama tam olarak öyle değil."

Asel iyice endişelenmeye başladı. Gerginleşen yüz hatları ve nefes alışı sayesinde anlaşılır hâle geldi.
"Şuraya oturalım mı?"
"Olur."
İkimiz de denizin kenarını tercih ettik. Ayaklarımızı sallandırıp denize bakarken özgürlüğü ele geçirmişiz gibi hissettim.

YENİ BAŞLANGIÇLARAWhere stories live. Discover now