3.4 f i n a l

8.4K 495 219
                                    

"Ee Gökçe?" dedi Fatih arkasına yaslanırken.

"Gözde." diye düzelttim onu ama bilerek yaptığı barizdi.

"Kusura bakma, neler yapıyorsun?"

Ne yapayım, kim olduğumu anlamanı bekliyorum.

"Anladım ben seni," dediğinde gözlerim faltaşı gibi açıldı. "Sıkılıyorsun tabii okul falan olmayınca. Çalışkan kızsındır sen."

Sırıtmaya çalıştım ve önümdeki çayı parmaklarımın arasına alarak heyecanımı gidermeye uğraştım.

"Sana aldığım tişörtü giyiyor musun? Hani şu yılbaşı çekilişinde verdiğim?"

Unutmadın mı sen onu, diye bağırmak istedim ama yapamadım.

"Giyiyorum tabii ki," deyip gülümsedim.

Salak çocuk, sana o tişörtle fotoğraf attım.

"Bugün onu giyersin sanmıştım, sonuçta özel bir gün."

"Nesi özel?" dedim hızla.

"E sana yavşayacağım ya?"

Tekrar sırıttım, onunsa geldiğinden beri yüzündeki garip ifade hiç yok olmamıştı.

Benim anonim olup olmadığımı çözmeye çalışıyordu.

İyi de, çözecek hiçbir şey kalmamıştı.

Tişörtü sevdiğim birinin verdiğini söylemiştim.

Ve şimdi tişört konusunu açmıştı.

Onu beklediğim yerde bir anda belirip, konuşmak istediğini söylemişti.

Beni biliyordu.

"Sana demiştim ya, dünyadaki en güzel kız olsan bile sana bir şans vermeyeceğim," dediğinde yutkundum. Ne yapacağını kestiremiyordum. "Şaka yapmıyordum."

Bir şey demediğimde karşımdan kalkıp yanıma oturdu. "Biz bir kitapta değiliz, bu nedenle anonim; bir mucize olup da sana aşık olmayacağım."

her şeyin ötesinde //texting. {2017}Where stories live. Discover now