Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
pinhani - beni sen inandır
1 - SENİN HİKAYEN
Bu bir çarşamba günü öğleden sonrasının hikayesi değil, öyle olmasını çok isterdim. Çünkü o gün sevişip bitirseydik mesela bu hikayeyi kapatıp gitseydik dükkanı ya da en başından birlik olup hiç kürkçü dükkanı açmasaydık ve kendimizi tilki olduğumuza bu kadar çok inandırmasaydık, muhtemelen her şey olağan seyrinin çok daha dışında ama aslında çok daha olağan ilerleyecekti.
Yani yirmi üç yaşında bir dul olmayacaktım, yirmi üç yaşında dul kalabilmek için üstün bir çaba harcamak gerekir, evrende binde bir denk gelen şans yıldız mıldız atom proton teori vırt zırt dizilimlerinin türlü devinimlerin, kalp yaralarının ve mutluluklarının hepsinin birden üst üste gelmesi gerekir ki bahtsız bedevi çöl ve kutup ayısı denklemi kadar zor bir denklemdir bu.
Ama yirmi üç yaşında dul kalmak için yaşanması zorunlu olan türlü olaylar zincirinin gerçekte ne olduğundan ben de emin değilim, çünkü ben dul kaldığımda on sekiz yaşındaydım. Güler misiniz, ağlar mısınız, acır mısınız bilmiyorum ben üçünü de yapıyorum, Jongdae en azından biriniz ölseydiniz diyor, Jongdae Kyungsoo'nun söylediğine göre parantez dudaklı bir sperm israfı, bahtsız bedevi ömrümdeki delik prezervatif, en yakın arkadaşlarımdan biri ve Jongdae diyor ki, en azından birimiz ölseydik o zaman evliliğimiz sonsuza dek ölmezmiş, hem trajedileri kimse unutmazmış, bıkmış gibi bakarım o zaman yüzüne çünkü Jongdae'nin yüzüne bıkmış gibi bakmamak için ya peygamber olmak ya da peygamber olmak gerekir.
O da omuz silker ve kalkıp vantilatörünü alır gelir yan odadan, biraz daha yanında kalıp hayatı zehir zıkkım edeceğim demektir bu. Zaten en fazla otuz saniye sonra filan geri döner, tam bu esnada İsa gerçekten bir yerlerden izliyorsa bizi karpuz filan yiyerek ''Bunu da mı çarmıha gerseydin acaba?'' der yaradana dönüp benden için.
Jongdae ise sırıtarak bakmaya devam eder, bir dirseğini kapıya yaslar, kocan ölse sen de öldürür müsün kendini der sonra, sinir hastası gibi yüzümü sıvazlarım aşağı yukarı, kocam yok lan benim diye bağırırım ona, o da yalancı köpek der ve tıslar, böyle giderse çok yaşamazsın sen.
Sonra ben de o günün geri kalanı boyunca yatağımda uzanıp bir zamanlar bir kocam olduğu gerçeği üzerinde dururum, allah belamı verseydi keşke o zamanlar benim derim içli içli, sonra kalkar hisli hisli eve getirdiğim angaryaları düzenlerim, animatör olmamı hiç umursamadan program departmanındaki Snape kafalı yazılım mühendislerinin verdiği kodları kopyalarım, zaman kalırsa çizim tabletimle biraz debelenirim.
İlerleyen saatte o gün havasındaysa canı biraz taze kan çektiyse filan Müdür görünür kapıdan, süs köpeği Jongin takip eder bunu, buralarda Kyungsoo'ya Müdür deriz, bir yetmiş boylarında, koca gözlü, kalp dudaklı ve gülünce hay bin allah ömür törpüsü olan birine göre acayip sakin görünüşlü biridir, ama aslında çok agresiftir ve hepimiz it gibi korkarız ondan, Jongin hariç.
