ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।
JP Cooper - She's On My Mind
BÖLÜM 2 - Cesur Yürek
Onu ilk gördüğümde bir ac/dc tişörtü giyiyordu. Üzerinde kırmızı açık mavi çizgilerin geçtiği lacivert battal boy bir gömlek vardı. Ay taşlarının birkaç gümüş figürle süslediği siyah deriden ince bir kolye takıyordu, postalları ayaklarındaydı ve koyu füme taşlanmış gibi gözüken kotunun tek bacağından incecik gümüş halkalarla oyulmuş siyah incecik bir kemer dolanıyordu.
Onu ilk gördüğümde saçları kahverengiydi ve onu ilk gördüğümde bisikletli çoraplar giyiyordum. Ayağımda kırmızı converselerim vardı, kot bahçıvanımın paçalarını bileklerimin epey yukarısına kadar sıyırmış, elimde boyumdan büyük bir boya fırçasıyla dikiliyordum. Saçlarım o zaman morun koyu bir tonuydu, üniversiteye başlayalı iki ay olmuştu. Alnımda ter zerrecikleri vardı, eski depodan bozma rutubetli odanın tam ortasında dikiliyordum. Gözlerimi kırpıyordum anlamsız anlamsız, onu o film kulübünün depodan bozma rutubetli ve nemli toplantı odasında gördüğüm günden beri her görüşümde gözlerimi kırpıyorum zaten. Bir refleks gibi, biraz anlamsız ve açıklaması yok, ama öyle. Vücudum ona böyle reaksiyon veriyor.
Gözleri maviyle yeşilin görüp görebileceğim en ilginç tonlarından biriydi ve gözlerimin iyi gördüğünü düşürsek lens değildi. Hipnotize ediciydi. Annemin babamın ona yaptığını söylediği gibi gözlerini kırpıp ''Benimle evlenir misin?'' filan dememişti.
Onun yerine benim ona yaptığım gibi suratıma bakmış bakmış ve bakmış, ''Merhaba.'' diye mırıldanmıştı. Sesinden hoşlanmıştım, boğuk ve hırıltılıydı.
Bu yüzden ben de gözlerimi kırpmış ve ''Merhaba.'' diye mırıldanmıştım.
''Film kulübü burası mı?''
''Henüz değil.''
Gözlerini kırpmıştı. ''Olacak mı?''Hipnotize olmuş bakışlarımı gözlerinden çekmeden başımı sallamıştım. Gördüğüm en egzotik şeylerden biriydi. Ve çok güzeldi. Kanımı kaynatacak kadar. ''Öyle umuyorum.''
Bir elini saçlarına atıp ne yapacağını bilemez gibi bir süre yerinde debelenmişti, bakışlarımın dümdüzlüğünün onu paniklettiğinin farkındaydım ama elimde değildi. Sonra işaret parmağını kaldırıp ayak bileklerimi göstermişti. ''Güzel çoraplar.''
Belimi eğip garip bir açıyla ayaklarımı görüş alanıma sokmuş ve converselerimin bileklerinden çıkan bisikletli lacivert lastikli çoraplarıma bakmıştım. ''Öyleler.''
Sonra gözlerini hafifçe kısmış ve yumuşak bir gülüş bırakmıştı. ''Cesur Yürek sen misin?''
Bir an anlamayarak yüzüme bakmış, sonra gülmüştü, onu derince gülerken gördüğüm ilk seferdi ve kesinlikle gördüğüm herhangi bir şeyden daha güzeldi. ''Evet, evet.'' diye mırıldanmıştı sonra. ''Kesinlikle sensin, Baekhyun değil mi?''
