Kalanların Ardından

58.Bölüm - Büyük İyilik

Bir çift kol, Songülü tutup kenara çekmişti...

Rüzgar : deli misin kızım sen? Ne yapıyordun orda? Ezilecektin ben olmasam!  İntihar mı edecektin?!

Songül : ahh... Rüzgar ben...

Rüzgar : Songül, sen iyi misin?

Songül : hayır...

Rüzgar : tamam.. bi dakika.. yürüyebilecek misin?

Songül, başıyla onaylar. Rüzgar da Songülün koluna girerek onu arabasına götürür...

Hastaneye geldiklerinde Songülü apar topar götürürler...

Hemşire : hastanın eşi misiniz? Birkaç soru sormam gerek

Rüzgar: yok, eşi değilim, arkadaşıyım

Rüzgar hemen Güney'i aradı, gelip karısıyla ilgilenmesini istiyordu. Zaten kızlarla beraber olan Güney, haberi alır almaz hastaneye koşar...

Güney hastaneye gelir gelmez Rüzgarın üstüne yürür...

Güney: naaptın? Naaptın ona söyle! Ne istiyorsunuz siz Songül'den?

Güney o anlık sinirle Eylüle de suçlar gibi bakmıştı. Aklına Songülün yaşadığı son kaza gelmişti...

Eylül ise hemen Güney'e engel olur...

Eylül: Güney! Naapıyorsun, kendine gel! Rüzgar ne yapsın Songüle?

Güney : o zaman Songül neden içeride? Açıkla Eylül!

Eylül: bilmiyorum! Ama suçlamadan önce bir dinle! Rüzgar, Songül'e ne oldu?

Rüzgar : bilmiyorum, yolun ortasında yere çömelmişti. Ben gelmesem ezilecekti...

Güney: daha destekli bir yalan bulamadın mı ulan?! Songül intihar mı etmek istedi demeye çalışıyorsun?

Eylül: Güney tamam! Yeter! İnanmıyorsan, çıktığında kendisine sorarsın...

Rüzgar : sen inanıyor musun?

Eylül : evet...

Doktor, nihayet dışarı çıkmıştı...

Doktor : hastanın kanaması başlamış. Zamanında hastaneye getirilmeseydi bebeği kaybedebilirdik...

Güney: ama şimdi nasıllar?

Doktor: bir gün burda kalsın. Anne de bebek de gayet iyi, merak etmeyin...

Hepsi Songül'ün yanına gider...

Kader : çok korkuttun bizi

Songül: iyiyim Kader, merak etmeyin kardeşim

Güney : iyisin dimi?

Songül : evet... sağol Rüzgar, sen de olmasan..

Rüzgar : ne demek... ben artık gideyim, herkes burda zaten...

Songül : tamam, sağol yeniden

Rüzgar giderken Eylül de peşinden gelir...

Eylül: kötü biri olmadığını biliyorum... hani demiştim ya sana, duvarlarını indiriyorsun diye, onlar çoktan indi bile...