Bölüm 9

8.2K 573 75
                                    

On dakikadır kapının önünde dikiliyor ve kapıyı çalıp duruyordum ama Nesrin bir türlü sesini çıkarmıyordu. Gelip giden kadınlara da içeride kardeşimin olduğunu söylüyordum onlarda bir şey demiyor içeri giriyorlardı. Kapı her açıldığında kafamı kapıya uzatıyordum ve Nesrin'nin en köşeden bana tırnaklarını yiyerek baktığını görüyor ve daha da çok çıldırıyordum. Eninde sonunda çıkacaktı sadece işleri zorlaştırıyordu. Biraz daha bekledikten sonra görevlilerden biri geldi.

Hemen kadının yanına sokuldum ve: "İçeriyi boşaltmanız gerekiyor, bulaşıcı bir hastalığı olan hastalardan biri bu tuvaleti kullanmış." Dedim.

Kadın şok olmuş bir şekilde bana baktıktan sonra: "Ne, nasıl böyle bir şey olur sen de kimsin?" Dedi.

"Beni boşver teyzeciğim Doktor Mert tuvaleti hemen boşaltmanız gerektiğini söyledi." Dedim.

Kadın biraz daha yüzüme baktıktan sonra Doktor Mert'in adını duyduğu için hemen içeri girdi ve içerdeki kadınlara bir şeyler söyledi. Yavaş yavaş herkes dışarı çıktığı zaman Nesrin'de eliyle yüzünü gizleyerek dışarı çıktı. Sanki onu görmeyecekmişim gibi hiçbir şey demeden yürümeye başladı. Bende arkasından gittim ve tam elimi ona uzatacaktım ki birden koşmaya başladı.

"Nesrin ciddi olamazsın hastanenin içinde yakalambaç mı oynayacağız?" Diye bağırdım arkasından.

Ama o beni dinlemiyor ve deli gibi koşmaya devam ediyordu. Koridoru geçtikten sonra hemen hastanenin kapısına doğru koşmaya başladı ben de arkasından onu takip ettim. İnsanlar bize bakıyor, bazıları bizi durdurmaya çalışıyor bazıları ise bize çarpmamak için önümüzden çekiliyorlardı. Nesrin hastanenin dışına çıktıktan sonra bende arkasından koştum ve kendimi bahçeye attım. Artık koşacak dermanım kalmamıştı ama Nesrin'nin de yorulduğunu bildiğim için pes edemezdim. Çimlerin üzerinde sanki yeni sokağa çıkmış heyecanlı bir köpek gibi koşup dururken Nesrin'e daha da çok yaklaştım ve omzuna elimi uzattım. Daha sonra Nesrin dengesini kaybetti ve yere düştü tabi ben de o sırada arkasında olduğum için onun üzerine düştüm. Biraz yerde tepindikten sonra Nesrin hemen ayaklandı ve kaçmaya çalıştı ama ayağından tutup çektim.

"Hiçbir yere gidemezsin!" Diye bağırdım.

Nesrin'de hemen ellerini havaya kaldırdı ve: " Tamam pes ediyorum.PES! Diye bağırdı ve oturdu.

"Nesrin bunu nasıl yaparsın ya? Nasıl teklifi kabul ettiğimizi söylersin?"Diye sordum hemen.

"Yapacak başka bir seçeneğim yoktu. Ben kabul ettiğimizi söylemesem sen asla kabul etmeyecektin. Sonra her şeyini toparlayıp İzmir'e gidecektin. En yakın arkadaşım İstanbul'dan giderken ben öyle sessizce arkasından bakıp el mi sallasaydım?" Dedi ve elini yüzüme doğru uzattı.

"Çek elini!" Dedim sert bir şekilde.

Hemen elini çekti ve yüzüme bakmaya devam etti.

"Hâlâ aklım almıyor, nasıl menajeriyim dersin bir de dalga geçer gibi bana Neso diyin demişsin!" Dedim olaylar aklıma gelince.

"Ay ne yapayım aklıma bir şey gelmedi ama çok güzel konuştum. İnandı saflar. Ya ben de mi oyunculuğa başlasam şu hastaneyi bırakıp?" Dedi ve gülmeye başladı.

"Kes gülmeyi! Burada ciddi bir şey konuşuyoruz. Adamlar yarın beni çağırdılar ben ne yapacağım şimdi?" Dedim, hâlâ aklım olanlara inanamıyordu.

"Gideceksin ve anlaşmayı imzalayacaksın!" Dedi gayet normal bir şey söylüyormuş gibi.

"Sen de gelirsin istersen kılık değiştirip menajerimsin ya?" Dedim dalga geçerek.

Kapımdaki DamatWhere stories live. Discover now