Bölüm 14

7.3K 530 112
                                    

Hemen arkama bile bakmadan odama gittim ve odamın kapısını kapattıktan sonra ne yapacağımı bilmeden etrafa bakınmaya başladım. Az önce yaşadığım şeyin bir anlamı olması gerekiyordu ama ben buna bir anlam yüklemek istemiyordum daha doğrusu bir anlam yükleyemiyordum. Çünkü adam evlenecekti yani hem cinsen falan hoşlanıyor olsa bunu benim cinsel kimliğimi öğrendikten sonra söylerdi her halde değil mi? Peki öyleyse, neden eski sevgilime laf sokup bir de elini yanağıma uzatmıştı? İşin içinden çıkamayacağımı anladığım zaman hemen dolabı açtım ve birkaç parça giyecek bir şeyler çıkardım. Daha sonra dolaptan da yastık ve yorgan çıkarıp elime aldım. Salona girdiğimde Seymen, üzerindeki gömleğinin düğmelerini çözmekle meşguldü.

Öksürdükten sonra: "Üzerine giymen içi bir şeyler getirdim gerçi sen çoktan üzerini çıkarmaya başlamışsın." Dedim ve elimdekileri koltuğa bıraktım.

"Teşekkür ederim." Dedi ve gömleğini çözmeye devam etti.

"Ben odama gideyim o zaman bir şey olursa seslenirsin, mutfak ve lavabo şu tarafta. Kendi evinmiş gibi rahat ol." Dedim elimle lavabo ve mutfağın yerini göstererek.

Kafasını bana çevirdikten sonra: " Hemen yatıyor musun?" Diye sordu.

Daha sonra gömleğini tamamen çıkardı ve bir tablo gibi duran vücudunu gördüm. Geniş omuzlar, kaslı kollar ve daha da fenası sanki bana bakıp göz kırmıyormuş gibi duran karın kasları... Başımdan aşağı dökülen kaynar sularla ateş bastığını hissedince elimle kendime yelpaze yaptım. O ise hiçbir şeyden habersiz gömleğini diğer koltuğun üzerine koymakla meşguldü. Daha sonra ayağı kalktı ve bana doğru döndü. İşte o zaman az önce hissettiğim şeylerden on kat daha fazla hisle boğuşmak zorunda kaldım. Yutkundum ve gözlerimi ondan çekmek için kendimi zorladım ama başarılı olamıyordum yani duygularım buna izin vermiyordu. Testosteron seviyem git gide daha da yükseliyordu ve bu gecenin nasıl biteceğini az çok tahmin etmeye başlamıştım bile.

"Kalacak mısın?" Diye sordu Seymen tekrardan.

Ben yine hiçbir şey söylemeden onu izlemeye devam ettiğim sırada Seymen yüzüne kondurduğu hafif gülümsemeyle ellerini kemerine doğru götürdü ve kemerini bir çırpıda çözdü.

Bir an sonraki sahne gözlerimin önünde belirince hemen kendime geldim ve: " Gitsem iyi olacak, sana iyi geceler." Dedim ve hemen arkamı döndüm.

Çünkü Seymen Saran, salonumun ortasında üzerindekileri tek tek çıkarıyordu ve ben daha fazlasını görmeye dayanamayacakmış gibi hissediyordum. Daha fazlasına kalbim dayanamayacakmış gibi...

"Peki öyleyse..." Diye fısıldadı arkamdan ben hâlâ salondaydım.

Tam adım atmış salondan ayrılıyordum ki: "Giderken şarabı da götürebilirsin, yeteri kadar içtim." Dedi Seymen.

Şarabı almak için arkamı döndüğümde Seymen'nin sadece boxerla salonda dikildiğini gördüm. Üzerime üzerime gelen duygular, haz ve daha bir sürü şeyle zorlukla yutkundum. Adam edata bir heykel gibi karşımda dikiliyordu ve bana bakıyordu. Ve bense içimde hissettiğim ve kendimi zor tuttuğum hazlarla baş başa kalmış ona bakmaya devam ediyordum. Biraz daha ona bakmaya devam etsem kendimi tutamayacağımı hissettiğim için gözlerimi hemen onun bedeninden çektim.

Koltuğun kolunda duran şortu ve tişörtü elime aldım ve: "Bunları giysen iyi olur üşütmeni istemem." Dedim ve eşofmanları üzerine doğru fırlattım.

"Şey ben yatarken bir şeyler giymeyi sevmem. Böyle yatsam daha iyi tabi senin için sorun olmazsa?" Diye sordu gözlerimin içine bakarak.

Ne demek böyle yatacağım?

Kapımdaki DamatWhere stories live. Discover now