nine

5.4K 325 87
                                    

Sırtımın acısıyla ağzımdan kaçan inlemeye engel olamadan sert bakışlarımı Jungkook'a diktim. Ellerini saçları arasından geçirip tiksinç bir şeymişimcesine bana bakarken sızlayan sırtıma aldırmadan duvardan ayrıldım.

"Yerim'in işini bitirme görevini sana veriyorum, Rae Hwa. Bu işi ne yap ne et hallet."

Az önce girdiği kapıdan hızla çıktığında gözyaşlarımı daha fazla tutmaya gerek olmadığı bilinciyle ağlamaya başladım.

Tanrım, çok öfkeliydim.

Çok öfkeli, çok üzgün, çok hırslıydım.

Ben değilmişim gibiydi, en başında beri ben değilmişim gibi.

Tıpkı o kızın bileğini incittiğim zamanki gibi hissediyordum. Böyle olmak istemiyordum, midemi bulandırıyordu.

Zorlukla odama giderken birkaç vazoyu devirmiş fakat geri dönüp de toplayacak kadar güçlü hissetmemiştim kendimi.

Bedenimi öylece yatağıma bıraktım ve içimde ne varsa, hepsini atmak umuduyla ağladım.

-

Sakin bir yaz geçirmiştim.

Oldukça sakindi.

Ailemin yanına, kasabaya gitmiş, kuzenlerimle vakit geçirmiş, denize girmiş, piknik yapmış ve dedemin traktörünü kaçırmıştım.

İyi hissediyordum.

İyileşmiş gibiydim.

Ta ki bir gece, aşırı rüzgarlı bir gece, açık kalan ve duvara vurup duran pencereyi kapatmak için uyandığımda orada dikilen bedenle çığlık atana kadar.

Jungkook, ne ara yanıma geldi ve ağzımı kapattı bilmiyordum.

Öfkeyle parlayan gözlerini benimkilere dikip sessiz olmamı söylediğinde korkuyla onaylamış ve benden yavaşça ayrılıp pencereyi kapatmasını izlemiştim.

"Rae Hwa, iyi misin?"

Kapımın önünden gelen ve dedeme ait olan sesle panik halinde bağırmak üzereydim fakat tam karşıma oturduğunda titrekçe "İyiyim dede, rüzgar beni biraz korkuttu o kadar." dedim.

"Pencereni kapat kızım, hasta olursun."

Giderek uzaklaşan sesiyle derin bir nefes verip Jungkook'a bakmak için başımı çevirdiğimde ben daha ne olduğunu anlayamadan eliyle çenemi kavramış ve "Sen çok olmaya başladın, Rae Hwa." demişti.

Canımın acısıyla gözlerim dolarken elini ittirmeye çalıştım fakat bu daha çok sıkmasını sağlamaktan başka bir şey yapmadı.

"Haftalardır geri döneceksin diye bekliyorum ama sen hiçbir şey olmamış gibi burada kalmaya devam ediyorsun. Benden kaçabileceğini mi sanıyorsun, sevgilim, hm?"

Gözyaşlarım hızla aşağı süzülürken burnunu kırıştırdı ve elini yüzümden çekti.

"Yarın Seul'e dönüyorsun, Rae Hwa. Seni alması için birini yollarım."

Hiçbir şey olmamış gibi yataktan kalkıp pencereye doğru yürürken "Neden bunu yapıyorsun?" diyerek durmasına neden oldum.

"Neden beni rahat bırakmıyorsun? Sadece normal bir kız olmak istiyorum, Jungkook. Normal bir şekilde seni sevebilmek istiyorum."

Sürekli kayıp duran sesimin ardından burnumu çektiğimde derin bir nefes almış ve az önceki ifadesinden eser kalmayacak şekilde gözlerini benimkilerle buluşturmuştu.

My Own♧JungkookWhere stories live. Discover now