15. Bölüm (DÜZENLENDİ)

8.8K 647 481
                                    

Düzeltilme tarihi;18.04.2020
Medya: Ciara Lion! 🥳😍

Kendimi bir yere kapamak istedim, bir yere kapatılıp orada sonsuza dek kalmak istedim. Gerçekleşmeyeceğini bildiğim halde sadece diledim... Bizlerin en büyük şansı dilek dilemekti bence, gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz dilekleri dilemek...
Sonra pes edip başka bir dilek daha dilemek, sanki yeterince bencil değilmişiz gibi daha çok dilek diliyorduk.

Her insan göz önünde olmak isterdi bence, pof poflanmak gurur duyulmak isterdi, benim dışımda ki herkes. Ben sadece yaşamak istiyordum, sorumsuzca da değil insanlara elimden geldiğince yardım ederek yaşamak. Ben savaşmak istemeyen bir savaşçıydım. Beni savaşmaya zorlayan düşmanlarım vardı. Ölümsüz olduğumu bile bile beni öldürmek isteyenler vardı, bu yeterince ironik değilmiş gibi?!

Yine de düşmana bile saygım vardı, benden korktuğu için benimle savaştığını biliyordum ama hiçbir zaman beni düşünmediler... hiçbir zaman tek başıma savaşmadım belki ama ilk ölen kişiler hep sevdiklerim olmuştu. Ben tekrar doğarken onlar ölü olarak kalmışlardı ve bazende öldükten sonra arkalarında çocuklarını bırakmak zorunda kalanlar da olmuştu.

Abros ve Marta gibi... beni korumak uğruna canlarına feda eden arkadaşlarım arkalarında çocuklarını yani Nick'i bırakmışlardı. Her ne kadar artık çocuk olmasa da Nick, gözümde daima sevgili arkadaşım Abros'un minik bebeği olarak kalacaktı. Onu elimden geldiğince bu işe sokmak istemesem de o zaten en baştan beri bu işlerin içindeydi.

Üzgünüm Abros ve Marta emanetinize vaktinde sahip çıkamadığım için...

"Okulun dışı sizi yanıltmasın için daha korkutucudur!" Karga sesiyle at arabasından inmiş bizlere seslenen Yurina'ya ters bir bakış atıp arkamda benim aksime korkuyla gerileyen kıza yandan dikkatle baktım. Minyon tipli kız ellerini önünde birleştirmiş korku dolu bakışlarını okuldan çekmezken önünde durmayı kesip yanına yavaşça geçtim. "Korkma. Sen daha güçlüsün, karşında ki de alt tarafı cansız bir bina." Kız sesimle bir kez daha irkilip başını kaldırarak bana baktı, belki normal bir kıza göre uzundum fakat yanımda ki bu minyon kızda normalden daha kısa duruyordu.

Kızın korkudan irileşmiş boncuk boncuk kahverengi gözleri benim mavilerimin aksine parlıyordu. Ayrıca kızın üstünde değişik bir aura vardı sanki görünüşünün aksine içinde kocaman bir büyü gücü taşıyor gibiydi. "Ben Ciara, senin ismin ne?" Neden bu kızla tanışmak için bir adım attım hiçbir fikrim yok belki de sadece kızın gücünü merak etmiştim. Kahverengi iri gözleri uzattığım elime bakarken bir anda ifadesi değişmiş ve daha güleç bir suratla elimi sıkmıştı. Bir anda değişen ifadesinden daha çok elimi sıkmasıyla daha net hissettiğim büyü gücü beni yerime mıhlamıştı. "Benim adımda Elena! Buraya nasıl geldiğim hakkında hiçbir fikrim yok, yarışmaya bile katılmadım ama Bayan Dull beni ısrarla buraya gönderdi!" Kızın açılan çenesiyle yüzümde hafif bir tebessüm oluştu sanırım Bayan Dull da benim gibi kızın büyü gücünü hissetmişti.

Büyü gücünü hissetmek uzun yılların deneyimiyle oluşurdu ve ben yeterince uzun yaşamıştım, tabi Kasta'nın da bu güçleri hissetme olayında payı büyüktü ancak en çok ben kendi kendime çalışarak geliştirmiştim. Çoğu zaman dokunarak çoğu zamanda havada ki kokuyla karşımdakinin ne olduğunu ve ne kadar gücü olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Şu an karşımda ki kahverengi ışık saçan kız ve gözleriyle aynı renk olan uzun saçları ile beni şaşırtmıştı. Büyü gücü nedense tanıdık geliyordu ki bu neredeyse imkansız bir olaydı!

"Anlıyorum... yine de çok kafa yorma ve etrafına dikkat et." Derken onu korkutmak istememiştim fakat kız elini hızla çekmiş ve tekrar iki elini önünde birleştirerek karşısında ki görkemli okula baktı. Yıllar bu okulu hiç değiştirmezken iç çekmeden duramadım, bu okul ben ve arkadaşlarımın silik anılarıyla doluydu...

ANKA KIZ (ASKIDA)Where stories live. Discover now