Red <19>

539 42 8
                                    

Red_love: Günaydın.

Redprince: Tanrım ilk mesajı sen attın.

Kafana taş falan mı düştü Yoosang?

Red_love: Saçmalama Jimin.

Sadece...

Ah!!! Bilmiyorum sanırım seni özledim.

Redprince: Dün daha uzun birlikte kalabilirdik...

Ama...

Red_love: Tamam kes Jimin...

Devam etme.

Redprince: Cidden o kadar utandın mı?

Yani kaçacak kadar.

Red_love: Şey...

Konuyu kapatamaz mıyız?

Redprince: Hayır...

Sadece öpüştüğümüz halde bu kadar utandın.

Sen yatakta ne yapacaksın Yoosang?

Red_love: Jimin-ahh!!!!

Lanet olsun...

Ben gidiyorum.

Redprince: Dur

Nereye ya??

Yoosang

Red_love: Dışarı çıkıcam.

Beni rahat bırak.

Redprince: Özür dilerim Yoosang.

Balkona çıksana bi'

Red_love: Ne saçmalıyorsun sen.

Redprince: Beni sinirlendiriyorsun Yoosang.

Balkona çık.

Hemen.

Ve bu bir rica değil.

Anladın mı?

Red_love: Anladım.

Yoosang üzerindeki pembe askılı bluzu ve pembe şortu ile balkona çıktı. Aşağı baktığında beyaz bluzu ve siyah pantalonunu giymiş olan Jimin'i gördü. Saçlarının kırmızısı akmaya başlamış. Diplerden çıkan siyah saçlar 'Beni boyat' diye haykırıyordu. Yüzündeki kocaman gülümseme ile kısılan gözleri onu çok sevimli gösteriyordu. Kız 3 yıldır aşık olduğu çocuğu evinin yanında görüyor. Kız da kocaman gülümsedi. Ve konuşmaya başladı.
"Ne geziyorsun burada?"
"Baban o evde mi?"
"Ne? Ne işin var babam ile?"
"Sadece tanışmak istiyorum. Aşağı in ve kapıyı aç yoksa kırarım."
"Ne? Ne dedin sen? Babam ile tanışmak mı?"
"Evet onunla tanışıcam."
"Ne münasebet. Biz bir şey değiliz."
"O zaman birlikte yemeğe çıkalım."
"Ah! Hayır cevabını kabul etmiyorsun değil mi??"
"Beni iyi tanıyorsun prenses."
"Hazırlanıp geliyorum."
"Bekliyorum."
Ve kız içeri girerken Jimin bağırdı.
"Güzel giyin Yoosang."
Kız üzerine kırmızı bir elbise giydi. Ve kırmızı ayakkabıları ile tamamladı. Saçını taradıktan sonra aşağı indi. Jimin onu kapının yanında bekliyordu. Kız kapıya çıktığında Jimin ile göz göze gelir. Jimin kızı baştan aşağı süzüyor. Ve sinsice gülüyor. Kız bunu görünce Jimin'in koluna vurdu. Sonra ise boynuna sarıldı. Jimin, kızın  kokusunu içine çekiyordu.
"Çok güzel olmuşsun Yoosang."
"Teşekkür ederim. Sende şık görünüyorsun. Ama nereye gidiyoruz."
Kız konuşurken bir yandan da evin kapısını kilitliyordu.
"Yemek yicez. De baban evde değil mi?"
"Değil. Amcamı ziyarete gitti."
"Tamam. Gel bakalım."
Jimin kolunu kızın omuzuna attı ve yürümeye başladılar. Kız önlerindeki beyaz arabaya dikkatlice baktı. Tanıdık bir araç değildi. Jimin'e sorar gözlerle baktı. Jimin ise gülümsedi ve arka kapıyı açtı.
"Lütfen içeri geçin prenses."
Kız daha da şaşırdı.
"Arabayı sen kullanmicaksın herhalde."
"Tabiki de hayır. Sadece içeri geç güzelim."
Kız arabaya bindi. Sürücü koltuğuna oturan adama baktı. Kim olduğunu çıkarmaya çalışırken aklına geldi ve bağırdı.
"Sen..."

Red~Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin