ch-30

1.8K 280 128
                                    

selam!!
yavas yavas finale yaklasiyoruz uf

____

____

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

____

sırasıyla çalınan zil felix'i iyice gererken, gelen kişilerin hyunjin'in arkadaşları olduğunu tahmin ederek kapıya doğru ilerledi. hyunjin arkadaşı seobyul'u almak için otogara gitmişti. kendi arkadaşları da beş dakika öncesinde gelmişti, geriye tek sevgilisinin arkadaşları kalıyordu.

gergince dış kapıyı açtıktan sonra gördüğü yüzler daha çok heyecanlanmasına neden olmuştu. telefondan az çok mesajlaşmış olsalarda yüz yüze gelmek çok farklıydı.

"merhaba lix!" selam veren gencin gülümseyince diş telleri ortaya çıktı.

kendisi de ikiliye selam verdikten sonra içeri girmeleri için kenara çekilmiş, ellerinde tuttukları torbaları alıp mutfağa götürmüştü.

salonda hepsi toplandığında garip bir sessizlik olmuştu. aralarında en çekinen seungmin olmalıydı ama ortama hızlıca ayak uyduran, arkadaş canlısı birisi olduğu için felix'in tahmin ettiği kadar yabancılık çekmemişti. jisung ise sevgilisini gördüğü gibi sıkıca sarılıp, tüm arkadaşlarıyla tanıştırmaya girişti.

hepsi şimdiden birbiriyle anlaşıp samimi bir ortam kurmuştu.

"hyunjin seobyul'u almaya mı gitti?" seungmin'in sorusunu changbin onaylayarak cevapladı. ikisi de arada kaçamak bakışlarla birbirlerini süzüyorlardı. seungmin izlenmenin rahatsızlığı yüzünden bakışlarını kaçırsa da, changbin ondan farklı bir enerji almıştı.

minho, "tam da hyunjin'den beklendiği gibi, evin her tarafı marvel eşyasıyla dolu!" diyerek suratını buruşturdu.

"hyung, benim de sevdiğimi unutmaman gerek." gülümseyerek söylediği şeyin ardından zil tekrar çalınca oturduğu koltuk başlığından kalkıp kapıya yöneldi.

açtığı gibi vücuduna sarılan kollarla şaşkınlıkla elleri havada kalırken, karşısında onları izleyerek gülümseyen seobyul'u görünce kendisi de gülümsedi.

"aşkım, çoook özledim seni." kafasını geriye çekip çillisiyle yüz yüze gelince dudağını büzdü. onun dilinde bu öp demekti. felix'te bekletmeden isteğini verip büzülü dudağına şekilli dudaklarını bastırdı.

seobyul hyunjin'i kollarından tutup çekiştirdi. "çekil bakalım şimdi, sıra bende."

"anlamadım neden sevgilimi seninle paylaşacakmışım?" böyle dese de felix'e sarılmayı bırakıp yanına geçti.

seobyul kocaman gülümsemeyle, "ben olsam bende paylaşmam, haklısın." diyerek kendisinden biraz uzun olan bedene sardı kollarını.

hyunjin ve felix'in sevgili olduğu zamandan beri arkadaşına söylemese de her zaman felix'e yazıp hal ve hatırını soruyordu. çok geçmeden ise birbirleriyle dertlerini paylaşacak kadar yakın olmuşlardı.

kollarını geri çekip, "seni gördüğüme çok sevindim byul." dedi.

"ben de öyle, of çok heyecanlıyım. herkes geldi kesin, değil mi?" dişlerini dudağına geçirmiş şekilde ikiliye bakarken, felix kafasını salladı.

"endişelenme, hepsiyle iyi anlaşacağına eminim."

hyunjin yerdeki bavulu alıp misafir odasına yönelirken, seobyul derin bir nefes verip felix'in koluna girdi. diğer eliyle de girdiği kolu sıkıca tutuyordu. içeri girdiklerinde tüm bakışlar üzerinde durunca dudağını ıslatıp kısık sesle selam verdi.

jeongin sevinçle ayağa kalkıp seobyul'un yanına geldi. "seninle tanışmayı dört gözle bekliyordum, ben jeongin." elini uzatıp bekleyen tilki çocuğa samimi bir gülüşle karşılık verip elini sıktı.

hepsi çok sıcak insanlar olduğu için kısa sürede çok yakın arkadaşlarmış gibi zorluk çekmeden her konu hakkında konuşmaya başladılar.

hyunjin sevgilisinin tüm arkadaşlarına ısınmıştı. hatta içlerinden birisi ona seslenirken hyunman diye seslenmiş, gülmesine neden olmuştu.

hepsi ellerindeki içkilerden yudumlarken jisung aklına gelen şey ile kahkaha atıp seobyul'a döndü. "felix seni hyunjin'den kıskanmıştı!" hepsi kahkahasına engel olamazken hyunjin hatırladığı eski anılarla sevgilisine doğru döndü.

duygu dolu bakışları felix'inde kendisine bakmasıyla birleşip, dudaklarına ufak bir tebessümün yayılmasına neden oldu. tartışmayla gerçekleşen tanışmaları ikisi için de dönüm noktası olmuştu. birbirlerini seviyorlardı, bazen ise kırıyorlardı lakin günün sonunda yine sadece ikisi oluyordu. asla eksilmeyen hisleriyle, doya doya seviyorlardı birbirlerini.

"şimdi söyleyin bakalım, tobey mi yoksa andrew mi?" seobyul'un sorusuyla aynı anda cevap verdiler.

" tabi ki tobey!"
"andrew."

hyunjin hızlıca sevgilisine dönerken sordu; "ben mi andrew mi?"

"tabi ki de sen sevgilim." aldığı cevapla hyunjin sevgilisinin üstüne atlayıp sarılırken arkadaşları onların bu haline gülmüş ve içmeye devam etmişlerdi.

yeni evlerinde hayatlarını birleştirdikleri ilk gün böylesine güzel geçerken hepsinin dilediği tek şey hep böyle mutlu ve sevgi dolu olmalarıydı.

____

____

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

____

en sevdiginiz marvel karakteri hangisi?

film ciksa da izlesek tekrar

non-fiction, hyunlix ✓Where stories live. Discover now