Şaşırtan Şeyler

1.4K 47 4
                                    

Benim bu çocuğu her görüşüm hep bir rezillikle mi sonuçlanacak çok merak ediyorum. Hemen masadan kalkıp lavaboya gittik. Ben üstümü temizlerken Selin de mahcup mahcup bana bakıyordu. O an ona gerçekten çok sinirliydim.

"Of Selin! Beni rezil ettin farkında mısın? Çocuk beni bir türlü normal halde göremedi resmen. Bir şansım varsa onu da kaybediyorum."dedim gözlerimden ateş saçarak. Sinirlendiğimde gözüm hiçbir şey görmezdi. Ama haklıydım. Selin de bunun farkında olduğu için ses çıkaramıyordu. Kafasını eğmiş parmaklarıyla oynuyordu. En sonunda konuşmaya karar vermiş olacak ki kafasını kaldırdı.

"Haklısın Buğçe çok özür dilerim. Ama bir an da oldu gerçekten. Çok saçmaladım biliyorum ama bir daha olmaz söz veriyorum."

"Off olan oldu artık zaten. Hadi gidelim."dedim ve lavabodan çıktık. Tekrar kantine gitmeye cesaret edemediğim için Selin'e dışarı çıkalım dedim. Kampüste biraz yürümek iyi gelecekti. Serin hava gerçekten de iyi gelmişti. Biraz rahatladığımı hissediyordum.

Dersimizin başlamasına az bir süre kaldığı için sınıfa gittik. Etrafa bir göz gezdirdim ve Cem'in ortalarda olmadığını gördüm. Geçip bir masaya oturdum. Bir yanıma da Selin oturdu. Dirseğimi masaya koyup elimi de çeneme dayadım, diğer elimle ise deftere bir şeyler karalıyordum. Sonra aniden biri gelip yanıma oturdu. Kafamı çevirdiğimde yanımda oturanın Cem olduğunu gördüm. Kalbim deli gibi atmaya başlamıştı yine. O ise gayet rahat görünüyordu. Elindeki kalemini çeviriyor ve karşıya bakıyordu. Sanki öylesine gelmiş yanıma oturmuş gibiydi. Ama sınıfta o kadar boş yer varken neden benim yanıma gelip oturmuştu ki? Diğer yanımda oturan Selin de hemen beni dürtmeye başlamıştı. Dönüp yapma dercesine kaşlarımı kaldırdım.

Bir kaç saniye gözlerimi kapatıp sakin olmam yönünde kendime telkinler verdim. Gözlerimi açtığımda Cem'in bakışlarıyla karşılaştım.

"Ne yapıyorsun öyle?"dedi.

"Ben mi? Hi-hiç bir şey yapmıyorum bir şey düşünüyordum sadece."dedim rahat olmaya çalışarak.

Cevap vermeden tekrar önüne dönüp kalemiyle oynamaya başladı. Ne yani bu kadar mıydı aramızda geçen sohbet? Eğer onunla tanışmak istiyorsam böyle aptalca davranmamalıydım. Normalde her konuda kendine güvenen ben şimdi tam bir korkak olmuştum. Bir kaç saniye düşündükten sonra, "Bu arada biz tanışmadık, ben Buğçe."dedim elimi uzatarak.

Bakışları elim ve yüzüm arasında gidip gelirken, "Ben de Cem."dedi ve uzattığım elimi boş bırakarak önüne döndü. Ne kadar kaba bir çocuktu bu böyle. Artık gerçekten sinirlenmeye başlıyordum. Beni sürekli küçük düşürüyordu.

"Tamam bay ukala."dedim ve kollarımı göğsümde çapraz yapıp birleştirdim. Bu hareketim onu şaşırtmış olacak ki hemen kafasını bana çevirdi. Ben de ona baktım tek kaşımı kaldırarak. Ne var dercesine kafa mı salladım. Gözlerini kısmış beni inceliyordu. Bir şey demek için ağzını açmıştı ki hoca sınıfa girdi. Açıkcası bu biraz rahatlamama sebep olmuştu. Söyleyeceği şeyi duymayı beklerken gerilmiştim. Tamam ukala ve kaba olabilirdi ama yine de bana kötü bir şey söylemesini istemezdim.

Ders bitene kadar kendimi kasmaktan hocanın hiçbir söylediğine odaklanamadım. Böyle giderse bu sene dersler açısından işim çok zordu. Döneme çok kötü başlamıştım resmen.

Ders biter bitmez Cem yanımdan kalkarak sınıftan çıktı. Onu kırmış mıydım acaba? Asıl o beni kırmıştı. Bana çok kaba davrandı ve bunun sonucunda kendi mi kırılıyordu. İsterse bin parçaya ayrılsın umrumda bile değil!

Eve gitmek için yerimden kalktım ama Selin kantinde bir çay içmek için ısrar etti. Aslında hiç havamda değildim ama kırmadım. Kantine geçtiğimizde Cem'in yine arkadaş grubuyla bir masada oturduğunu gördüm. Ama bu sefer yanında bizim sınıftan birkaç kız da vardı ve koyu bir sohbete dalmış görünüyorlardı. Cem kızın her söylediğine kahkahalarla gülüyordu. Anlamadım bu çocuk bir tek bana karşı mı kabaydı?

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin