Bence şarkıyı dinleyin çünkü çok güzel :D
Ah şuan öyle güzel bir manzaraya bakıyorum ki. Şöyle şuraya yatıp saatlerce izleyebilirim yani o derece. Kızlar, bence herkesin basketbol oynayan bir sevgilisi olmalı. Hayır daha ne kadar yakışıklı olabilirsin, daha ne kadar kalbimi yerinden çıkarabilirsin anlamıyorum ki!
Cem ve arkadaşları basketbol oynarken ben de bacak bacak üstüne atmış kolumu dizime, çenemi de elime dayamış bir şekilde onları izliyordum. Onları derken lafın gelişi, sadece Cem'den bahsediyorum aslında. Şuan ne kadar muhteşem göründüğünün farkında mıydı acaba ve gerçekten çok iyi oynuyordu. Derin bir nefes verip dudağımı ısırdım.
Yanıma birileri gelip oturduğunda göz ucuyla şöyle bir baktım. Bir kaç kız gelmişti ve gülüşerek basket oynayanları izlemeye başladılar. Yani içinde benim de sevgilimin olduğu basket oynayanlardan bahsediyorum. Ah nereden çıkmıştı ki şimdi bunlar. Ne güzel bu seyir zevki sadece bana aitti. Sıkıntıyla gözlerimi devirdim.
Kızların aralarında bir şeyler konuşup sürekli kıkırdamaları sinirlerimi bozmaya başlamıştı artık. Hayır ne dediklerini de duyamıyordum. En çok da buna sinirleniyordum. Çaktırmadan az daha yaklaştım yanlarına.
"Evet evet şu siyah şortlu, ayağında beyaz nike ayakkabıları olan. Fena yakışıklı."dedi içlerinden biri diğerlerine.
Bir saniye! Yalnız o bahsettiği kişi tam da benim sevgilim oluyordu. Sahaya baktım ve tarife uygun başka birini göremedim. Sakin ol Buğçe, sakin ol kızım.
"Şu da fena değil. Mavi ayakkabılı olan."dedi bir başkası.
Burak'tan bahsediyordu.
'Cık'diye bir ses çıkardı yine ilk konuşan. "Benimki daha iyi."
Benimki mi dedi o?
Tam ağzımı açıp bir şey diyecekken Cem yanıma geldi. Nefes nefese kalmıştı. Ben de hemen kalkıp yanına yaklaştım ve ellerimi göğsüne koydum.
"Sıkıldın mı?"diye sordu.
"Hayır sevgilim neden sıkılayım, hiç sıkılmadım."dedim yüksek sesle. Göz ucuyla baktığımda kızların hepsinin bize baktığını gördüm.
Cem neden yüksek sesle konuştuğumu anlamak ister gibi kaşlarını çatıp yüzüme baktı.
"Peki.. Tamam zaten maç bitmek üzere. Birazdan gideriz."dedi.
"Tamam sevgilim."
Bu kadar sık sevgilim demeyen biri olarak Cem'in tuhaf bakışlarına maruz kalıyordum elbette. Hiçbir şey anlamamıştı. Tabii nereden bilecekti aramızda pis sapık terbiyesiz kızların olduğunu. Az önce kalktığım yerdeki su şişesini eğilip aldı ve bir dikişte bitirip şişeyi de aldığı yere attı. Daha sonra da beni yanağımdan öptükten sonra maça geri döndü. Ben de kızlara bakıp imalı bir şekilde tek kaşımı kaldırdım. Hani anlayın yani benim sevgilim o, kimselere yedirtmem bakışı.
Tekrar yerime oturdum ve Cem'i izlemeye başladım. Yine bir basket attığında bana dönüp gülümseyerek göz kırptı. Hangi tarafa bayılıyorduk?
"Evet evet, ben bu çocuğu istiyorum."diyen kıza doğru döndüğümde o da bana bakıyordu.
Pazardan elma mı alıyordu bu geri zekalı? Yok kaşınıyordu. Bunun başka bir açıklaması var mı? Bence yok.
Ayağa kalkıp kıza doğru yürüdüm. O da ayağa kalkıp tam karşıma dikildi.
"İstiyorum derken?"diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK
RomanceArtık buraya kadardı! Aptal gibi peşinde dolanmayı bırakma zamanı gelmişti. Evet geç alınmış bir karardı fakat malum geç olsundu fakat güç olmasındı. Artık o karaktersizin yüzünü bile görmek istemiyordum. Hiç kimsenin benimle böyle oynamasına izin v...