Bölüm 35

446 20 35
                                    

Ben hala kapıda Dilan'ı görmenin şokunu yaşarken, o beni itip içeriye girmişti bile. Birincisi bu evi nereden biliyordu? O da Burak'tan öğrenmiş olmazdı herhalde! İkincisi ise bu ne rahatlık? Benim sevgilimin evine elini kolunu sallaya sallaya girebileceğini mi sanıyor yani! Aslında teknik olarak girmişti ama ben şimdi onu kolundan tutup dışarı atmayı bilirim.

Kapıyı kapatıp oturma odasına yöneldim. Geçip bir koltuğa oturmuştu. Kızdaki rahatlığa bakın! Yürüyüp tam önünde durdum ve kollarımı göğsümde bağlayıp bakışlarımı yüzüne diktim. O da kafasını kaldırıp bana baktı.

"Ne işin var senin bu evde?"diye sordum.

Dirseklerini dizlerine dayayıp öne doğru eğildi. "Ben hep gelirim buraya tatlım. Sana mı soracağım?"

Hep gelirim lafı aklıma takılmış olsa da bu sefer Cem'e sormadan kafamda hiçbir şey kurgulamayacaktım.

Ona doğru bir adım daha atıp yüzüme alaycı bir ifade takındım. "Evet bana soracaksın, çünkü burası benim sevgilimin evi." Benim kısmına vurgu yaparak söylemiştim. Yüzünden belli belirsiz bir öfke geçti. Gözlerini kısıp geriye yaslandı.

"Kim geldi?"diye kapıdan giren Cem'e baktım omzumun üstünden.

"Şu kız.."dedim çenemle Dilan'ı göstererek. Ona ismiyle hitap edecek kadar insan yerine koymuyordum çünkü kendisini.

Cem'in yüzünde sinirli bir ifade belirirken hızlı adımlarla yürüyüp yanımıza geldi.

"Dilan sen burada ne arıyorsun?"

"Seni özledim."dedi oturduğu koltukta iyice yayılırken.

Elimle Dilan'ı gösterip Cem'e döndüm ve "Ben döverim bunu."dedim. Cem bir anlığına bana bakıp sonra tekrar Dilan'a döndü.

"Sevgilimmiş gibi davranmayı kes!"

"Beni hala seviyorsun Cem, bunu inkar edemezsin."

Cem sinirle güldükten sonra gözlerindeki korkunç ifadeyle yavaşça Dilan'a döndü. "Sen de sevilebilecek herhangi bir şey göremiyorum. O kadar basitsin ki."

Burada araya girip canım sevgilim dememek için kendimi zor tuttum.

"Bir kaç ay önce böyle söylemiyordun ama.."

"O da benim aptallığım. Ne kadar iğrenç bir insan olduğunu görememiştim o zamanlar."

Dilan'ın gözlerinden anlık bir sinir ifadesi geçti ama kendini çabuk toparlayıp alt dudağını yaladı ve gözlerini Cem'e çevirip işveli bir şekilde güldü.

"Ne yani beni öpmek istemiyor musun?"

"Ben seni şimdi varya.."diyip üzerine doğru atılmaya çalıştığımda Cem beni durdurdu.

Daha sonra kendisi Dilan'ı kolundan tutup oturduğu koltuktan kaldırdı ve kapıya doğru çekiştirmeye başladı. Ben de mutlulukla onları izledim. Kızı kapı dışarı atacaktı sanırım. Hak etmişti! Tam odanın kapısının dışına çıkmışlardı ki Dilan birden bağırmaya başladı.

"Ayağım.. Ayağım burkuldu."

Koşarak yanlarına gittim. Yalan söylediğine adım gibi emindim. Sırf gitmemek için yapıyordu. Cem kolunu bırakmış şaşkınca ona bakıyordu. Ah hadi ama, gerçekten inandın mı bu yalancı kıza!?

Dilan yere oturmuş bileğini tutuyordu. Acıdan yüzünü buruşturmuştu. Yani sahte acıdan. Numara yapıyordu işte biliyorum.

Yanına eğilip eliyle tuttuğu yeri sıktım, "Burası mı acıyor!"dedim pek de kısık olmayan bir sesle.

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin