Bölüm 34

485 21 60
                                    

Yine sıkıcı bir okul günü, yine bir ders arası ve Cem'le ben yine kantinde oturuyorduk. En son yaşadığımız olaydan sonra ona daha bir düşkün olmuştum sanki. Kaybetme korkusu iliklerime kadar işlemişti. Onu ne kadar sevdiğimi anlamam için böyle bir olay mı yaşamamız gerekiyordu yani!

Ah bu arada Cem'in eski sevgilisi olacak pislik ara ara etrafımızda gezinmeye devam ediyor hala. Ama bende sevgilimi ona kaptıracak göz var mı? Asla!

"Ne düşünüyorsun öyle? Yüzünde bir mutlu ifade beliriyor bir sinirli."

Evet tam da şuan ki ruh halimi anlatmıştı. Cem'i ne kadar sevdiğimi düşünürken içim mutlulukla dolmuştu ama sonra o lanet olası kız aklıma gelince sinirlenmiştim. Dışarıya karşı bu kadar şeffaf mıydı düşüncelerim?

"O kız.."dedim mırıltıya yakın bir sesle. "..Dilan. Seni en yakınınla aldattığını söyledin. Kimdi?"diye sordum.

Anında bakışları koyulaşırken kafasını başka tarafa çevirdi.

"Kapat bu konuyu Buğçe!"dedi. Sesinde itiraz istemeyen bir tını vardı.

"Ama merak ediyorum."dedikten sonra dudaklarımı birbirine bastırdım. Kaşınıyor muydum? Sanırım evet. Buz gibi bakan gözlerini bana çevirirken titrediğimi hissettim.

"Tamam kapatıyorum. Ama hala senin hakkında pek bir şey bilmediğimi düşünüyorum."dedim.

Sıkkın bir ifadeyle baktı ve, "Yine mi aynı mesele?"dedi.

"Ama haksız mıyım? Şöyle bir düşündüm ve soyadını bile bilmediğimi fark ettim. Çok saçma değil mi? Sevgilimsin ve ben senin soyadını bilmiyorum."

Düşününce gerçekten ne kadar da saçma bir durumdu yahu ama soyadını öğrenebileceğim herhangi bir ortam olmamıştı ki. Belki de olmuştu da ben mi dikkat etmemiştim acaba?

Bakışları anında yumuşarken güldü ve, "Cidden soyadımı bilmiyor musun?"dedi.

Omuzlarımı kaldırıp indirirken, "Bilmiyorum."dedim. "Sen benimkini biliyor musun ki?" Ben de ona söylememiştim ki, bilemezdi.

"Elbette biliyorum."diyip çayından bir yudum aldı. İstemsizce her hareketini takip ediyordum. Elini çayına götürüşünü, sonra çayını dudaklarıyla buluşturmasını, benim onu dikkatlice izlediğimi fark edince dudağının kenarının yukarı doğru hafifçe kıvrılmasını. Kafamı sallayıp kendimi toparladım ve, "Yalan söyleme bilemezsin, sana bunu söylemedim ki hiç."dedim.

"Söylemen gerekmiyor, senin hakkında çok şey biliyorum."dedi kendinden emin bir tavırla.

"Mesela?"

"Hımm.."diyip gözlerini kıstı ve işaret parmağını dudağının altında sağa sola doğru hareket ettirdi. Düşünüyor gibiydi. Ben de merakla ne söyleyecek diye bekliyordum.

"En yakın arkadaşın Selin, en sevdiğin kuzenin Doruk, mini etek giymeyi çok seviyorsun, ailenle yaşıyorsun sonra.."diyince gözlerimi devirip araya girdim. "Dalga geçeceğini biliyordum, gördüklerin dışında hiçbir şey bilmiyorsun buna soyadım da dahil."

"Emin misin?"dedi. Yüzünde anlamlandıramadığım bir ifade vardı.

Tek kaşımı kaldırıp meydan okurcasına, "Aynen öyle."dedim.

"Pekala.."diyip masaya doğru eğilip bana yaklaştı. "Soyadın Aydın, bu şehirde doğup büyüdün, sen lisedeyken müstakil bir evde oturuyordunuz ve sen orayı çok seviyordun ama babanın bir ara yaşadığı maddi zorluklar yüzünden oradan şimdi oturduğunuz apartmana taşınmak zorunda kaldınız. Sen bu duruma ne kadar üzülsen de aileni üzmemek için çok mutluymuş gibi davrandın. Neyse ki baban daha sonra yaşadığı zorlukları atlattı. Yazlarını Bodrum'da geçiriyorsun ve orada olmayı çok seviyorsun. Hatta en sevdiğin mevsim yaz, kış mevsiminden neredeyse hiç hoşlanmıyorsun o yüzden her sene bir an önce yaz gelsin istiyorsun ama zaman hızlı geçince de bir yaş daha büyüdüğün için üzülüyorsun. Bir kardeşin olmasını çok isterdin ama olmadı. Sen de Doruk'u kardeşin yerine koyuyorsun. En sevdiğin yemek karnıyarık ve pilav, en sevdiğin meyve ise kiraz. Kışı sevmediğin gibi kış meyvelerinden de hiç hoşlanmıyorsun. Denizi çok seviyorsun. Sinirlendiğin zaman ellerini yumruk yapıp sıkıyorsun ki o yumruklardan az çekmedim. Üzüldüğünde hemen gözlerin doluyor ama çok zorda kalmadıkça akıtmıyorsun göz yaşlarını. Dışarıya karşı güçsüz görünmekten nefret ediyorsun hatta bu yüzden çoğu zaman gerçek duygularını saklıyorsun. Mutlu olduğun zamansa gözlerinde bakmaya doyamadığım bir pırıltı oluşuyor. Ha bir de mutlu olunca şu enteresan dansını yapıyorsun."

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin