12. Bölüm

10.1K 958 756
                                    


Bu bölüm yazdıkça uzadı bende kesmek istemedim umarım seversiniz, iyi okumalar 💕

*

Jungkook eşinin küçük parmaklarını kendi uzun parmaklarıyla kavrayarak o salak patronun odasının önünde kendinden emin bir şekilde duruyordu. Ama sekreter bozuntusu deminden girmelerine izin vermiyordu.

Jungkook oraya girecekti, yoksa kan çıkardı. "Bak, para umurumda değil ama bu çocuk çalıştığını alacak. İşte o kadar."

Sekreter kız artık pes etmişti. "Bunun için umarım kovulmam. İçeri gir."

"Bebeğim beni burada bekle tamam mı?" Jimin'in yumuşak yanağını okşayarak sakinleştirirken -aslında şu an kendisini sakinleştiriyordu- saçlarının tepesine uzunca bir öpücük bıraktı. Bu çocuğa her ne yaptıysa o adamı mahvetmeye hazırdı.

Jungkook dosdoğru içeri girdiğinde sekreter ona seslenmişti çünkü kapıyı çalmadan girmişti. O adama elbette saygı gösterecek değildi, o adam Jungkook'a saygı göstermeliydi. Hatta kendisinden çok Jimin'e. Hatırladıkça bir kez daha delirdi.

Kapının köşesinde içeride ne olacağını merakla bekleyen sessiz Jimin, Jungkook'un eline ipleri aldığını görünce sessiz bir şeye dönmüştü. Elbette altta kalmamıştı o adama karşı, kalmazdı da. O sadece birisi tarafından bu denli korunmaya hayran kalmıştı. Aslında bu birisi değildi, Jungkook tarafından olduğu içindi.

"Ee Jimin, patron sensiz ne yapacak ya?" Sekreter kız köşede duran sessiz çocuğa laf söyleyince Jimin'in yüzündeki masumluktan eser kalmadı.

"Sus."

"Sürtüklüğün her yerde işe yarıyor, şanslı çocuksun." Bir bacağını diğerinin üstüne atarak bacağını salladı. Patronunu o ayartacaktı, Jimin bir anda gelip işleri bozmasaydı şu an o adamın parasını yiyor olacaktı ve bu şansı Jimin yüzünden bitmişti.

Hırladı. "Bana bak seni gebertirim!"

"Haydi ya." Ayağa kalktı sekreter kız. Gömleğinden taşırdığı göğüsleri çok dikkat çekiyordu. Jimin onlara bakıp bu kızın derdinin ne olduğunu anlamaya çalıştı. "Ne o? Hoşuna gittiyse bir geceliğine deneyebiliriz Jimin, hoş çocuk olduğunu biliyorum."

"Kusacağım." Jimin eliyle ağzını kapatıp gözlerini kendisini kanıtlamaya çalışan kızdan çekti. Ayırca bu ne saçmalıktı? İçeriye az önce giren kocasını fark ettiği halde bu saçmalıkları kullanıyor olamazdı.

"Aslında senin paran olmasa da olur biliyorsun değil mi?" Kız durdurak bilmiyordu bir türlü. Masanın arkasından çıkarak topuklularıyla zeminde ses bıraktı.

Evet, Jimin'i kopartan nokta aslında buydu. Kızı omzundan ittiği gibi çığlık attı. "Siktir git karşımdan!"

Patronun kapısı çoktan açılmış ve içinden patronla Jungkook çıkmıştı. Her ne kadar Jimin'e tutkusu olsada sekreterine bu denli davrandığı için patronu sinirlenmişti.

"Park Jimin!"

"Jeon Jimin o!" Kocasına bağıran adamın az önce ağzına yakasına yapışıp ve tehdit ettiği halde hangi hakla bağırabiliyordu? Ayrıca Park artık ikinci kısımdı, başta Jeon geliyordu.

Life As We Know It |Jikook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin