26. Bölüm |Final|

8.2K 674 135
                                    


Aslında bu bir final bölümü değildi ama bu kurguya dair tüm hevesimi kaybettim ve wattpadi bırakıyorum, profilimde açıkladım. Elimdeki bu bölümü devam ettirerek en azından final olsun dedim. Her şey için teşekkürler 💕

*

"Jiyoon yedin mi yemeğini?" Jungkook kızın yanına kendisini atarken eskiye döndükleri için mutluydu. Aynı zamanda da bir an önce evine gitmek istiyordu çünkü burada rahat davranamıyordu.

"Yedim hatta az önce tuvalette arkasından su döktüm."  Küçük kızın tanımından sonra Jungkook tam anlamıyla yarıldı. Saçını okşayarak küçük bir aferin ile ödüllendirdi.

Ortalıklarda bir türlü göremediği eşi için ayaklanan Jungkook mutfakta da onu bulamamıştı. Bahçeye baktığında orada da yoktu. Saat geç olduğu için herhalde odaya çıkmıştır diye düşünerek soluğu odada almıştı bu kez. Tam da tahmin ettiği gibiydi, Jimin pijamalarını giymiş, yüzüne yatmadan önce sürdüğü kremini sürüyordu.

"Aile özlemin bittiyse eve gitsek diyorum." diyerek beline dolandı Jungkook. Kollarında debelenen adamı sıkıca sıkarak boynundan bir öpücük çaldı ve Jimin'in ittirişleriyle birlikte geriye çekildi.

"Neden? Kardeşimle yediğin haltları bilmiyorum sanki yeme beni." Jimin her şeyi görmüştü. Aslında o ikilinin anlaşamayacağını düşünmüştü çünkü kardeşi bir zamanlar para yüzünden onu sinir etmişti ancak Jungkook ile hiçbir şekilde paraya dair mevzu geçirmemesi onu sevindirmişti. Tabii her şey oynadıklarını gördüğü oyunda bitmişti.

"Son iki kelimeyi o cümleden çıkarttığını farz ederek cevabımı vereceğim." diyerek cümlesine başladı Jungkook. Elbette onu hep yerdi. "Ben hiçbir halt yemedim gayet uslu uslu oyun oynadık."

"Kadının kıyafetini çıkartma oyunu oynadınız Jungkook!"

"O açmıştı gerçekten oyunu fark ettiğimde kapattım zaten." Hızlı hızlı cümleyi kuran Jungkook anca nefes aldı. Sonra eşine yanaşarak sarıldı. Jimin gönlünü almaya kalktığını anlayarak gülümsedi. "Senin kıyafetlerini çıkartmayı mı oynasak acaba ne yapsak?"

"Git başımdan." Tam affedecekken yine yaptığı odunlukla Jimin'i kaçırmıştı Jungkook. Jimin onun kollarından sıyrıldı hızlıca. "Jiyoon ile kalacağım ben aile özlemim de bitmedi."

Ve odadan çıkan eşine bakan Jungkook öksüz çocuklar gibi boynunu bükerek yatağa oturdu. Yine ne yanlış yapmıştı şimdi? Alt tarafı güldürmek ve eskisi gibi olmak istemişti.

Odadan çıkan Jimin annesiyle burun buruna gelmişti. O olaydan sonra bir daha konuşmamışlardı bu yüzden Jimin gerildi. Annesinin tekrardan konuşmayacağını sanarak Jiyoon'un yanına gidecekti ki annesi kolundan tutarak gitmesini engelledi.

"Onunla iyi geçiniyorsun." Bayan Park, Jungkook'u kas etmişti. Evet içerideki konuşmaları duymuştu ve oğlu gibi değildi, Jungkook'un ne yapmaya çalıştığını anlamıştı.

Jimin onayladı. "İyi anlaşıyoruz."

"Bundan daha fazlası. O kızın sorumluluğunu almışsınız, çoktan hayatınıza devam edebiliyorsunuz."

"Ben söylemediğimiz için özür dilerim anne. Olaylar birden gelişti ve bir şekilde birlikte olduk." Jimin bütün içtenliğiyle annesinin gözlerine baktı. Nereden bilecekti ki ona tutulacağını? Onun gözünde Jungkook en başından beri onun peşinde dolanan odun bir adamdı, şimdiyse yeri geldiğinde oldukça sakin bir romantiğe dönüşebiliyordu.

Life As We Know It |Jikook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin