4 - Karanlıktan Gelen

81 15 0
                                    


 4-Bölüm

Gece, karanlığın en koyu tonundaydı. Göz gözü görmüyordu. Zifir kaplamış siyahlıkta, tek ses dahi duyulmuyordu. Kendi nefesinde, kendi ayak seslerinde boğulacaktı. İçinde ki vesvese ile hızlanmaya başladı. Sanki takip ediliyordu. Kalbi bile kulaklarında uğulduyordu. Her zaman bu saatlerde dışarıdaydı. İlk defa korkuyu hissetti. Buradan kurtulursa bir daha bu saatte evinde oturacağına yemin etti. Tabi sağ salim kurtulabilirse. Kanında ki alkol bile sakinleşmesine yetmiyordu. Daha da hızlandı. Belki ana caddeye çıkarsa bir taksi çevirebilirdi.

Bir an kendinden başka bir ayak sesi işitir gibi oldu. Bu iyice panik yapmasını sağlamıştı. Bir den vücudu boşaldı. Olduğu yere çakıldı, ne ileri ne geri gidebiliyordu. Histerik bir titreme tüm vücudunu esir almıştı. Kimse ona zarar vermeye bile gerek kalmadan şurada ölebilirdi. Birden dizlerinin üstüne çömeldi. Artık ne olursa olsun diye geçiyordu aklından. Karanlığın içinden karşı duvara bir gölge düştü. Gözlerini sımsıkı yumdu. Karanlığın onu içine çekmesini bekledi. Birden bir el omzuna dokundu.

 '' İyi misin ''   o an sinirleri boşaldı. Arkasına baktığında tanıdık yüzü gördü.

'' Şey sanırım iyi değilim.'' Şimdi bir rahatlama gelmişti.

'' Yardımcı olmamı ister misin?'' dedi adam. Kadın uzatılan eli tereddütsüz tutmuştu.

''Şu an yanımda olmakla çok yardımcı oldun zaten.''

'' Arabam az ileri de iyi değilsen seni eve kadar bırakabilirim.''

'' Teşekkür ederim. Zahmet olmasın.''

'' Ne zahmeti. Bu saatte yalnız kalman pek doğru değil zaten.''

Az önce ki tüm korkuları gitmiş, yerine garip bir heyecan gelmişti. Beğendiği adam şu an tam istediği gibi yanı başındaydı. Adam kollarıyla sarmış, arabaya doğru gidiyorlardı. Neşesi yerindeydi az önce ki korkuları iyi ki yaşadığını düşünecek kadar da salaktı. Bu bahaneyle adamla vakit geçirebiliyordu. Arabaya yaklaştıklarında garip bir hüzün çökmüştü. Ayrılmak istemiyordu kollarından. Ama daha gün bitmemişti. Belki aralarında güzel bir şeyler geçebilir diye düşünüp tebessüm etti. Adam kapıyı açıp oturttu ve kendi de diğer koltuğa geçti. Kadına baktı, üzerine doğru eğildi. Kadının nefesi kesildi bir anda. Beklemiyordu böyle bir şey tabi ki. Emniyet kemerini eliyle bulup taktı. Adamda kadının gözlerine baktı. Buz gibi soğuk ve sert bakışlar ile.  Kadın o an ne olduğunu anlamadan boynunda çok olmasa da hatırı sayılır bir acı hissetti. Kadın '' Neler oluyor ?'' derken görüntü bulanıklaşmaya başlamıştı bile. Adam alaycı bir gülümsemeyle '' Uyu güzelim uyu. Uyandığında ne kadar güzelleştiğini göreceksin.'' Karanlıktan gelen buz gibi sesi son duyuşuydu.


 
Bars, toplantı için ruhen hazır hissetmiyordu. Toplantı yapıldığı yere geldiğinde şeytana uyup geri dönmek istediyse de mecbur olduğu için, dosyaları alıp arabadan indi. Bina kapısından içeri girdiğinde resepsiyona doğru yürüdü.

''Merhaba kolay gelsin. Toplantı için gelmiştim.''

''Teşekkürler. Hoş geldiniz Bars Bey. Evet, asansöre binin ve yedinci katta indikten sonra sağa dönüp koridorun sonunda sağdan ikinci kapı. Zaten üstünde toplantı odası yazıyor olacaktır.''

'' Teşekkür ederim iyi günler.''

Bars hızlı adımlarla asansöre doğru yürüdü. Asansörün yedinci düğmesine basıp ineceği katı bekledi. Asansörün mekanik sesini duyunca açılan kapıdan dışarı çıktı. Kadının tarifine göre ayaklarını yönlendirdi. Toplantı odasının kapısında birkaç saniye bekleyip soluklandı. Daha sonra kapıyı tıklatıp içeri girdi. İçeri de tanıdığı simaların dışında daha önce görmediği insanlarda vardı.

BARSWhere stories live. Discover now