4.🎶Aklını karıştıran olaylar.

3.3K 307 93
                                    



Mor kulaklıklarım vazgeçilmezlerim arasındaydı.Müzik dinlemeyi seviyordum.Kulaklıklarımı takınca sanki başka bir evrene geçiş yapıyormuşum gibi geliyordu bana.

Annemin dırdırlarını dinlememek için mor kulaklıklarım bana hep yardımcı oluyordu.

Sabah kimse uyanmadan erkenden kalkmış ve havanın hafif esintili olmasını umursamadan kısa tişörtüm ve siyah yandan çizgili eşofmanımı giymiştim.Ayağımda zar zor bulduğum otuz altı numara siyah ayakkabılarım vardı.Mor renginden sonra en sevdiğim renk siyahtı.

Esmer olduğum için kendime yakıştırdığım tek renkte beyazdı.Yani üç favori rengim buydu.

Dinlediğim rastgele şarkıyı dudaklarımı oynatarak eşlik ediyordum.

Bazı şeyler kaybetmeden sevilmiyor,
Bedenim burda fakat ruhum,kabul etmiyor.

Şarkının en sevdiğim kısmı şurasıydı.Kendimi aynı anda hem huzurlu hem de huzursuz hiss etmem normal miydi?

Kendime yalan söyledim,
Yalnızım bunu ben istedim.
Paramparça bütün aynalar,
İçimde kan revan birisi var.

Adımlarım şarkının bitmesiyle durdu.Çünkü hem bizim şarkımız başlamıştı hem de aynı anda o uçurumun kenarına ulaşmıştım.

Üstelik o,ordaydı.

Yanına yavaş adımlarla gidip oturdum.Bana dönmedi,bakmadı bile.

"Benim geldiğimi hiss edince aklın karışıyor Ögeday."

Bakışlarını yüzüme çevirdi.Ne demek istiyorsun? Der gibi yüzüme baktığında gülümsedim.

"Yanındayken derin bir iç çekip dalıyorsun.Bakışlarında geçmişinin izleri kabuk bağlamış.Koparamıyorsun.Bu yüzden yüzüme bakamıyorsun.Sadece nedenini çözemiyorum."

Ellerini kaldırdı."Saçmalıyorsun."

"Evet."bakışlarımı ellerime çevirdim."Saçmalıyorum."

Eliyle çenemi tutup kendine çevirdiğinde dağınık topuzum kendiliğinden çözüldü ve omuzlarıma yavaşça döküldü.Gözlerim kocaman açıldı.

Ellerini çekerek,"Seni yanımda görmek istemiyorum,"duraksadı,"Ama konuşup çabalaman,işaret dilini öğrenmen,"dudaklarını bir birine bastırdı,"Bana umut verdi anlıyor musun?"ellerini indirdi.

Kafamı iki yana salladım."Neden öyle söylüyorsun?"

"Çünkü sen buraya ait değilsin."kaşlarını çattı,"İstemiyorum!Sana alışmak istemiyorum.Arkadaş arıyorsan kendine üç ay sonra bırakabileceğin birini bul!"

Gitti.

Öylece gitti.Gitme demek istedim.

Ben istediğin zaman yanında olurum,demek istedim.Ama o dinlemeden gitti.

*

Akşam yemek yerken bile hala düşünüyordum.Nasıl yapabilirdim?Ne yapabilirdim?

"Yesene kuzum,çorban soğuyacak."babaannem gülümseyerek önümdeki çorbayı işaret ettiğinde derin bir nefes aldım.Ne diyeceğimi babam bile bekliyordu.Sabahtan beri ağzımı açmamam ikisinide meraklandırmıştı.

"Baba size birşey söylemem gerek.Aslında bir nevi yardımınıza ihtiyacım var."

Babam kaşığını bırakarak kaşlarını hafif çattı."Kötü bir şey yok değil mi?"

Kafamı hızla iki yana sallayarak konuştum."Hani geçenki arkadaşım var ya?'

"Şu konuşamayan çocuk mu?"diye sordu babaannem.

Kafamı salladım."Ee,ne olmuş ona?"diye sordu babam.

"Bana alışmak istemiyor."

"Nasıl yani?"babaannem merakla yüzüme bakarken onlara nedenini anlattım.

Babam derin bir nefes aldı."Halkı kızım."

"Ne zaman isterse buraya gelebilirim baba.Bunu dert etmemeli.Aramızdaki mesafe kimin umrunda?"

Babaannem,"Her anında yanında olamayacaksın.O senin yaz tatilinde edinebileceğin bir arkadaş.Burada temelli kalmayacağına göre.."omuz silkti.

Omuzlarım düştü.Bir umut akıl vermelerini ummuştum.Ama burdanda eksilerimi duymak beni umutsuzlandırdı.

*

Ertesi gün kararlıydım.

Daha dik başlı daha inançlı daha...nicesi!

Fakat onu gülerek bir kadınla konuştuğunu görünce dünkü halime geri döndüm.

Onu kaybetmek istemiyordum.Ben,üç dört günlük tanıdığım,beni umursamayan bir çocuğu kaybetmek istemiyordum.

*

Hellö!Nabersiniz?Umarım iyisinizdir.Vakit buldukça şurayada yazmak istedim.Fikirlerinizi paylaşmayı unutmayın!

Sizi seviyorum.💜

İthaf;einsteininsevgilisi

Koca Yaşlı Şişko Dünya.Where stories live. Discover now