İyi Olan Kazansın! 10. Bölüm 3. Bölüm

28.5K 2.2K 171
                                    


Yakın akrabalar haricinde misafirlerin düğünden ayrılmasıyla derin bir nefes alan genç adam, çevresini dikkatle incelemesinin ardından salondan ayrılmak için tam zamanı olduğuna kanaat getirdi. Hemen herkesin tebriklerini kabul ettiklerine emin vaziyette harekete geçmeye karar vererek, yanında sessizce duran Asya'ya, "Sanırım biraz evvel ayrılan çift, üst komşunuzdu." diye söze giriş yaptı.

"Evet, Saffet teyzeyle eşi... Annemle çok yakın arkadaşlar, kardeş gibi demek daha doğru olur."

"Anlaşılıyor. Yoruldun mu güzelim, ayak değiştirip duruyorsun?"

"Biraz, bu kadar yüksek topuklu ayakkabıya alışkın değilim de ondan. Çılgın bir geceydi hem heyecanlandım hem de çok zevk aldım."

"Sevindim. Biraz otur demek isterdim ama artık gitmemiz gerek."

"Ama Suat, salonda daha çok kişi var."

"Güzelim, düğün bitti sayılır, insanlar ayrılmak için bizi bekliyorlar."

"Neden?"

"Gelinle damadı tek başına salonda bırakıp gidecek halleri yok herhalde, doğal olarak odamıza çekilmemizi gerekiyor."

"Yaa! Eee..."

Salon girişinde son kalan misafirleri gönderen annesi ile babasına bakan genç kız, başını çevirince bir köşede çıkarttığı ayakkabıları ile yalınayak oturan kız kardeşini ve yakın akrabalarının, komik bir ifadeyle kendilerini izlediklerini görünce sebebine uyandı. Günlerdir süregelen gerdek muhabbeti yüzünden zaten gergin olan sinirleri de eklenince nasıl davranması gerektiğini bilemedi.

Birbirlerine fısıldayarak gülüşen, bu arada kendisine göz kırpan hain kuzenlerini fark edince, "Şey, tamam! Hiç aklıma gelmemişti." diyerek Suat'ın kendisine uzattığı koluna girdi. Yönlendirmesi müsaade ettiği anda kopan alkışlar ve genç adamın sırtına inan darbeler eşliğinde, peşlerinden gelen akrabalarıyla koridora çıkarken utançtan ne yapacağını şaşırdı. Duyduğu ama hiç şahit olmadığı ve kendi başına gelmesini beklemediği adetleri yüzünden, hem ailesine hem de yanında homurdanan Suat'a karşı kendisini mahcup hissetti.

Bir süre peşlerinden takip ettikten sonra asansöre binmeleriyle insafa gelen eş dosttan nihayet kurtulunca, "Az kaldı, bir iki darbe daha yeseydim birilerine dalmayı düşünebilirdim! Bu ne arkadaş ya, ciğerlerimi söktüler." derken minik aşkına sevgiyle baktı.

"Kusura bakma, Suat!"

"Senin ne suçun var güzelim, bakma öyle söylediğime aslında kızgın değilim."

Odalarının bulunduğu katta asansörün durmasıyla, genç kızın koridora çıkmasına yardımcı olurken belli etmeden gülümsemeye başladı. Zafer hissi bedenine adrenalin pompaladığını, şimdiden uyarılmaya başladığını hissederek, otel odasının kapısını açtığı gibi içeriye girmesi için kenara çekildi.

"Asya Hanım, buyurun hanımefendi."

"Eee, tee... teşekkür ederim!"

"Bir şey değil."

Kapıyı kapatıp kurt gibi kısılan gözleriyle dönerken, oturma odasının ortasına kadar giderek kendisine dönen genç kızın, beyaz kıyafeti içinde masum bir meleğe benzediğini düşündü. Yüzünden utandığı okunan aşkının, güzelliği karşısında üst üste yutkunurken sakinliğini korumak için kendisine telkinlerde bulunarak ürkütmeden yanına sokuldu. Kulaklarına kadar kızaran güzelinin, imalı bakışlar ve alkışlardan etkilendiğini anlayınca şimdilik üzerine gitmemeye karar verdi. Ağzından kaçırmamak adına iradesini zorlandığı, 'Ortam müsait.' cümlesini yutarak, toparlanmasını sağlamak için kendisini geri çekti. Aralarında devam eden garip sessizliği bertaraf etmek adına, çok şey söylemek istediği halde havadan sudan konuşmaya geçti.

İyi Olan Kazansın!Where stories live. Discover now