İyi Olan Kazansın!

İyi Olan Kazansın! 11. Bölüm 2. kısım

"Deli! Sinir herif... A-aaa, ne biçim yüzüyor?"

Bir yandan söylenerek gidişini izleyen genç kadın, bedenini yılan gibi yukarı aşağı kıvırarak hızla uzaklaşan Suat'ın, su yüzüne çıkmasını beklerken saniyeler içinde ortadan kaybolmasına hayret etti. Çok iyi yüzdüğü ve uzun süre nefessiz kalma gibi garip bir beceriye sahip olduğunu bilmesine rağmen, normal zamanın ötesinde görünmeyince gayri ihtiyari huzuru kaçtı. Gözlüksüz fark etmediğini hesaba katarken geçen süre zarfında şimdiye çoktan geri dönmesi gerektiğini düşünerek iyice canı sıkıldı. Saçmaladığını, panik yapacak bir durum olmadığını kendisine tekrarladığı halde, söz geçiremediği hayalperest zihni felaket senaryoları yazmaya devam etti.

"Kahretsin! Suat, neredesin? Hadi lütfen, çık artık!"

Daha fazla beklemeye tahammülü kalmayınca, muhteşem yüzme tekniğiyle Suat'ı kurtarabilecek gibi açık denize doğru açılmaya başladı. Bozuk olması yetmiyor gibi dolan gözleri yüzünden etrafını tam seçemediği halde, deniz yüzeyini gözleyerek ilerlemeyi sürdürdü.

"Allah'ım, lütfen artık çıksın, lütfen iyi olsun! Suat... Suaaaatt... Sakin ol, o iyi. Sadece yüzüyor, birazdan sana geri dönecek. Hadi, hadi, hadi ama lütfen Suat, çık artık. Allah'ın cezası, çık dedim sana!"

Yardım istemeyle saplantı halinde Suat'a kavuşma arzusu arasında kararsızlık yaşarken, onsuz bir hayata isyan eden benliği idareyi eline alarak gittiği yöne doğru yüzmeye devam etti. Genç adamın belli aralıklarla çıkıp nefes aldığı ve kendisini kontrol ettiğinden habersiz, görüşünü engelleyen gözyaşlarıyla mücadele ederek geç bulduğu prensine kavuşmak için ısrarla mücadelesini sürdürdü. Yorulan bedeni, biraz daha giderse geri dönecek gücü bulamayacağının sinyallerini verdiği halde, sonunda ölüm bile olsa genç adama ulaşmak için inadından vazgeçmedi. Köpek yüzüşüyle, kaplumbağa hızında ilerlerken tekrar bağıracağı sırada karşısında aşkının yüzü belirince konsantrasyonu bozulup derin suda dengesini kaybetti.

"Suuu..."

Paniğin etkisiyle yüzeye tutunmak için çırpındığı sırada, kendisini güçlü kolların arasında bularak sımsıkı kurtarıcısına sarıldı. Bir yandan öksürmeye devam ederken sevdiği adama kavuşmanın sevinci ile birçok farklı duyguyu aynı anda yaşadı.

"Asyaa!.. Asya, ne oluyor?"

"Suu... Suaaat!"

"Hey Allah'ım! Aşkım, çırpınıp durma, seni tutuyorum."

"Taa... Tamam!"

"İyi misin?"

"Ee... Evet! Evet, şimdi iyiyim. Ooff, az daha boğuluyordum!"

"Asya!" Kendisini tehlikeye attığı için sinirleri bozulan genç adam, "Ne diye bu kadar açıldın?" diye çıkışarak hırsla hissettiklerini ortaya serdi. Suya battığı anda ki korkusunu hatırlayınca istemsizce kaşları çatılarak duyguları ifadesine yansıdı.

"Sen... Seenn. Git, gitmiştin Suat. Bakmadığım yer kalmadı, bir türlü çıkmak bilmedin!"

"Ne?"

"Bo... Boğuldunu zannettim!"

"Ben mi, yok artık!"

Çenesi titrerken, "Eveeet... Sinir ettin beni!" diye bağıran genç kadın, rahatlamanın ve sevdiğini güvende görmenin verdiği cesarette, sağ elini kaldırıp omzuna vurduktan sonra tekrar sarılarak başını boynuna gömdü. Sırtındaki kollar tarafından çekildiğini hissedince, içinde kaybolma isteği duyarak sevdiğinden aldığı güçle sakinleşmeye başladı.