BI CIKIS YOL!

83 4 3
                                    

İnsanın, kendince hiçbir çözüm yolu kalmadığını sandığı bir durumda bile, gerçekten inananlar için mutlaka bir çıkış yolu vardır

İnsanların yaygın olarak düştükleri hatalardan biri de, bir parça zorlukla dahi karşılaştıklarında hemen karamsarlığa kapılmalarıdır. Çoğu insan, bu tür durumlarda “Mutlaka bu durumu düzeltecek bir çıkış yolu vardır” diye düşünmektense, nedense öncelikle hep “Bitti artık”, “Yapacak bir şey yok”, “Buraya kadarmış”, “Açmaza girdik”, “Bu konu burada tıkandı artık” gibi mantıklarla hareket edip tüm çözüm yollarının tükendiğine inanmaya eğilimlidirler.

Oysa ki şartlar ne kadar zorlu ve eldeki imkanlar her ne kadar kısıtlı olursa olsun ve insan her ne kadar yapılabilecek her şeyi yapmış olursa olsun, mutlaka her zaman için yeni bir çıkış yolu olabileceğine inanmalı ve ümidini asla kaybetmemelidir.Allah Kuran'da, Allah'a inanan bir kimsenin hiçbir konuda asla ümit kesmeyeceğini şöyle bildirmiştir:

"Oğullarım, gidin de Yusuf ile kardeşinden (duyarlı bir araştırmayla) bir haber getirin ve Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden umut kesmez." (Yusuf Suresi, 87)Dediler ki: "Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma." 15/55)

Dolayısıyla bir müminin, karşısında nasıl bir durum olursa olsun, -dolaylı yoldan da olsa- asla ümitsizliğe, karamsarlığa ya da olumsuz düşüncelere kapılmaması gerekir. Bu Müslümanlara, Allah'ın bir emridir.Nefis, bu tür bir durumla karşılaşıldığında, kişiyi olumlu düşünmekten önce, -adeta bir refleks gibi- hemen olabilecek en olumsuz ihtimalleri düşünmeye yöneltir. Neredeyse hemen her insan çocukluğundan itibaren, -Kuran ahlakını öğrenene kadar- her olaya bu bakış açısıyla yaklaşır. Bunun yanlışlığını ve zararını düşünmediği için de, bu reflekse karşı koyup değiştirmeye gerek duymaz. Zor bir durumla karşılaşıldığında insanların ilk anda ağızlarından çıkan kelimelerin hep “Eyvah”, “Maalesef” gibi sözler olması da bu sebepledir.

Ve karamsarlığın, olumsuz ihtimallerle düşünmenin, çözümsüzlüğe inanmanın insana verdiği azap çok şiddetlidir. Bu duygulara kapılan insanların yaşadıkları ruh hali, Allah'ın beğenmediği bir ahlakı yaşamaları dolayısıyla, Allah'ın onlar için dünyada yarattığı bir karşılıktır.Oysa ki bunun tam tersi bir ahlakı yaşamak çok kolaydır. İnsanın, sonsuz akıl sahibi, sonsuz adaletli, sonsuz merhametli, sonsuz lütufkar, affedici ve sonsuz yaratma gücüne sahip olan Allah'ı tanıması, insan için çok büyük bir lütuftur. Allah dilediği an dilediğini yaratmaya kadirdir. Ve Allah Kuran'da;

“Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.” (Bakara Suresi, 186) buyurmuştur. 

Kuran'da insanların, Allah'tan diledikleri her şeyi isteyebilecekleri bildirilmiştir. İnsan, istediği an istediğini yaratma gücüne sahip olan Allah’tan herşeyi isteyebildiğine göre, açmaza girmesi, çözüm yollarının tükenmesi, çıkış yolunun kalmaması gibi ihtimaller içinde yaşaması da tümüyle gerçek dışıdır. Çünkü -Allah'ın istemesiyle ve yardımıyla- insanın her konuda yolu açıktır. Ve Allah'ın bu gücünü ve merhametini bilmesi de, insanın her zaman her konuda ümit dolu olmasını sağlar.

Bu ahlak, Allah'ın Kuran'da emrettiği ahlaktır. Ve Allah'ın bu emrini uygulamak, insanlar için büyük bir nimete dönüşür. İnsanın karamsarlık yerine, böyle ümitvar bir ahlak içinde yaşaması, çok daha güzel, güven verici ve konforludur. Aksinde kişi sürekli tedirgin, korku içinde, olumsuz tahminlere akıl yorarak yaşarken; Allah'ın istediği ahlaka uyan kişi, en zor şartlarda bile Allah'ın yardımını, rahmetini, yakınlığını ummanın huzuru, güveni, neşesi ve sevinci içinde yaşar.Bir de burada düşünülmesi gereken bir konu da, insanın nimet, bolluk, huzur ve güvenlik içindeyken Allah'a güvenmesi ve tüm bunların Allah'ın sonsuz gücü sayesinde gerçekleştiğini bilmesi; ama tüm bunlarda bir eksiklik oluştuğunda da, Allah'ın gücünün ne kadar sınırsız ve sonsuz olduğunu unutmasıdır. Kuran'da bu durumdaki insanların gösterdiği ahlak şöyle bildirilmiştir:

Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar. (Rum Suresi, 36)İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, ye'se düşen bir umutsuzdur. (Fussilet Suresi, 49)

Selam Aleykum arkadaşlar biraz uzun bi bölüm oldu ama fayda olacağını düşünüyorum.. benim için oylama önemli değil, önemli olan faydasidir.. yorumlarınızi da bekliyor olacağım. Şimdilik Allaha emanet...




SABIR, ŞÜKÜR, DUAOnde histórias criam vida. Descubra agora