Beklenmeyen Anda ''İtiraf''

263 14 5
                                    


1

Ali'nin mesajını okuduktan sonra şaşırarak baktım yüzüne. Kalkıp yürümeye başladığında ise ciddi olduğunu anlamıştım. O zamana kadar hala belki şakadır diyordum. Ben de kalktım yanına gittim. Birlikte yürümeye başladık. Arkadaşlarımızın neler düşünebileceği aklına gelmiyor muydu? Nasıl dönecektim yanlarına? Yanlarından kalktığımızda soru sormadıkları için şanslı da hissediyordum bir yandan. Ne konuşacaktık?

-Duru.

''Efendim'' mi desem? Yok o devam etsin konuşmaya. Denize düşmüş gibi mi yapsam acaba? Sakin ol Duru...

-Çok uzun zamandır düşünüyorum. On gündür de seninle konuşmaya çalışıyorum. Bir şekilde olmadı. Tabi bugün kesin olarak karar verdim ki sen konuşmaktan kaçıyorsun.

-Yok ben kaçmıyorum.

-Kaçıyorsun. Ben her şeye rağmen sana anlatmak istiyorum. Şeyi anlatmak istiyorum yani. O bavulu taşıdığım gün, sonraki karşılaşmalarımız... Hepsinin bir anlamı olmalıydı. Anlamı olmalıydı çünkü ben o günden sonra hep senin adını merak eder olmuştum. Sonra bir şekilde adını öğrendim. Sonra seni merak ettim. Kim olduğunu, neleri sevdiğini merak ettim.

-Ali ben...

-Biliyorum ne diyeceğini bilmiyorsun. Ki ben senden cevap beklemiyorum zaten. Sadece sen artık duygularımı bil istiyorum. Ben artık tek başıma taşıyamıyorum. Duru ben artık senin en sevdiğin çiçeği öğrenmek istiyorum. Hayallerini merak ediyorum. O hayallerde yer edinebilecek miyim, bunu merak ediyorum. Bunu deneyelim, görelim istiyorum. Biliyorum şaşkınsın. Yanlış şeyler söylüyorsam da özür dilerim bunun için. Şimdi... Senden cevap beklemiyorum. Hiç konuşmadan geri dönelim olur mu? Sadece düşün Duru... Ben beklerim. Ne kadar beklemem gerekiyorsa. Sen yeter ki bir düşün.

-Olur, tamam.

Donup kalmıştım. Sonradan düşününce bu cevabım çok kaba gelmişti ama o an ben, ben değildim. Diğerlerinin yanına gittiğimizde onlar da dönmek için toparlanıyordu. Hiç kimseyle tek kelime bile etmeden arabaya bindim ve yol boyunca da hiç konuşmadım.

2

Odaya girdiğimizde hemen yatmak istiyordum ama biliyordum ki kızlar açıklama bekliyordu benden. Meraklanmışlardı. Hatta korkmuş bile sayılırlardı. Kim bilir nasıl görünüyordum şu an?

İrem:

-Duru neler oldu? Tek kelime etmedin. Yüzün kireç gibi.

Ayşe:

-Kötü bir şey mi konuştunuz? Hayal kırıklığı mı?

İrem:

-Nasıl birden kalkıp birlikte yürüyüşe çıktınız zaten anlamadım orayı da.

Telefonumu uzattım onlara. Ayşe sesli okudu:

-'' Duru artık konuşmamız lazım. Biraz zaman ayırır mısın? Kalkıp biraz yürüyelim.''

İrem:

-Peki Duru bu çocuk sana ne söyledi de sen bu haldesin?

-Sevdiğini.

İrem:

-Sevdiğini mi?

-Evet.

Ayşe:

-Buna mı üzüldün?

İrem:

-Sen ne söyledin?

-Düşüneceğimi söyledim. Kızlar yarın konuşsak olur mu?

Ayşe:

-Sen nasıl istersen canım. Hadi sen biraz kafanı topla.

Aynı YoldaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin