bölüm;4

201 34 8
                                    


#genç oğlan

Unutulmuş ve umutsuz bir karanlık gibi çökmüştü kalbine yanlızlık. Suratını aşındıran bir mahmurlukla merdivenlerin kenarında acısını dizginleyebilme uğraşı içindeydi.

Bu sırada yanından geçip gidenlerle takılamaması pek bir hayret edici bir durumdu. Normalde olsa onlara kırk laf ederdi. Yanından geçenler korkuyla "herhalde başımıza taş yağacak"dediler hep bir ağızdan.

Merdivenlerin köşesine sinmiş kızıl güzel öyle dertli gözükmekteydi ki herkes gidip üzgünlüğünden kaynaklanan ince çizgi halini almış dudaklarını öpmek istedi. Ama cesaret edemedi hiç bir hizmetli kadın.

Bu sırada annesi elena,uzun eteklerini kaldırmış adım atabilecek yer ayırmıştı ayaklarına. Gözleri tek bir noktaya kilit vurmuş başka tarafa çevirmemişti.

Bu sırada nina içindeki kederi yeniden kafasına geçirdi.

"O beni istemiyor" kalbine zincirlerini vurmak isteyen bir kazık misali ağzındakı zehirli kelimeler kalbine büyük bir delik açmıştı.

Bu sırada,annesi bile fark etmişti kızındaki acayip halleri. Ses etmedi ve yavaş bir şekilde yanına oturdu genç anne.

"İyimisin?"

Bu sorunun cevabını vermek istemiyordu iyiyim dese annesine yalan söylemiş olacak,kötüyüm dese annesi telaşlanacak en iyisi susmaktı.

Biraz bekledi ve annesine uzun bir öpücük bıraktı. Oturduğu yerde hafif bedenini kaldırıp, odasına çıkmaya zorladı ayaklarını. Annesi kızının peşinden gitmek istedi ancak fazla işi vardı.

Önce gidip büyük hala nın naşını hazırlamalı ardından gidip mühürlü bir mektup göndermeliydi büyük halanın kocasına.

Yerinden kalkıp hala'yı temizlemekte olan hizmetlilerin yanına ilerledi. Alt katta ki hamamda kadın ağlaşma sesleri duydu. Yine de devam etti. Hamam kapısına vardığında ayakları geri geri gitti. Nefesini tuttu.

Bu kadından ne kadar nefret ederdi? Hele bu kadın kendinden ne kadar? Aklına dolan küçük anılara engel olamadı.

"Gerçek yüzünü yakında kocana da göstereceksin elena"

Yine sustu karnında ki bebek için,nina için sustu. Bir süre sonra yüksek bir ses haykırdı. Bu kocasından başkası değildi.

"Bana zaten hep gerçek yüzünü gösterdi elena" karısına yaklaşıp dudağına bir öpücük bıraktı. Sonra göz ucuyla ablasına baktı. Kendine nefretle bakıyordu.

Hızla dışarı çıktı ve ardından kapıyı sertçe kapattı.

Kardeşi dışarı çıkar çıkmaz elana'nın yanından uzaklaştı kral. "Bebek iyi mi?"dedi içkisini doldurmak için köşesine çekilirken. Elena elini karnının üstüne koyup yokladı. İyiydi.

Kocası kendini koltuğa bırakırken elena da koşup kocasının kucağına attı kendini.

"Seni seviyorum" kocası bu lafı beklermiş gibi kadınını kendine çekip doyasıya bir öpücük daha kondurdu karısının dudaklarına. Geri çekildiğinde karısının göz yaşları içinde kendine baktığını fark etti. "Ne oldu?"dedi hızla.

"Keşke karnımdaki bebek senin bebeğin olsaydı."

Karısının alnına bir öpücük bırakıp geri çekildi. Karısının saçlarını okoşmaya başladı.

"Bizim de bebeğimiz olacak elena üzülme"dedi hanımının göz yaşlarını usulca silerken.

Anıları başından def etmeye çalıştı. Göz yaşlarına hakim olamazken elini taştan yapılmış sert duvara yasladı. Yürümekte zorlanıyor nefes almakta güçlük çekiyordu.

Kraliçenin tacıWhere stories live. Discover now